Yılbaşı yaklaştı. Büyük şehirlerimizin alışveriş merkezlerindeki
ışıklandırmalar da arttı. Sadece ışıklandırmalar mı? Artık hemen
tüm AVM'ler, istisnasız hepsinin orta yerine kurulmuş dev çam
ağaçları, o ağaçların üzerindeki parlak süslemeler, ışıklar,
kırmızı renkli objelerle, içine girdiğiniz an bir Batı şehrinde
bulunduğunuz hissi uyandıran bir cazibe merkezi...
Bunda şaşılacak bir durum yok, çünkü yılbaşı kutlamalarının çıkış
mekanı Batı. Ve bu kutlamalar bizdeki gibi sadece 31 Aralık'ı 1
Ocak'a bağlayan gece değil, 25 Aralık'tan itibaren Christmas
kutlamalarının devamı niteliğinde oluyor. Hz. İsa'nın doğumunun
kutlandığı Noel'in devamı yani…
Müslüman Doğu'nun, Hristiyan Batı'nın -aslında basbayağı dini
temelleri olan- bayramlarını birer Batılı gibi kutlamaları elbette
tartışılır, ama konu bu değil. Konu, bu kutlamaların dini saiklerle
ortaya çıkmasına rağmen, modernizm sürecinden sonra biçim değilse
bile içerik değiştirerek, seküler ayinlere ve hatta sekülerliği
bizzat temsil eden gösterenlere dönüşmesi...
Bizde henüz sadece AVM'lerde, ünlü birkaç caddede ağaçların
ışıklandırılmasıyla görünür olsa da; Batı'daki Christmas
kutlamalarında öne çıkan en önemli özellik –diğer bayramlar ve özel
günler dahil- abartılı görsellik. Sadece AVM'ler değil, sadece
evler değil, sokaklardan tutun, ağaçlar bile ışıklandırılıyor
Noel'de, Christmas'da. Sokaklarda yürürken yılbaşını hatırlatmayan
bir şeye rastlamak neredeyse imkansız. Masalsı Hollywood
filmlerinden, Noel şarkılarına dek endüstrisi hem oluşmuş, sadece
oluşmakla da kalmamış, bizim gibi ülkelere çoktan ihraç edilmiş,
yani küreselleşmiş durumda.