“Kabahat samur
kürk olsa kimse sırtına
almaz” atasözü doğrucudur: Çöküşü, ahlak
yoksunluğunu, yozlaşmayı ifade eder. Ama günümüzde kabahati
silkeleyip kürkü giyiyorlar ve caka satıyorlar. Artık mazeret
aramaya da gerek kalmadı. Adam, göğsünü gere gere “Hırsız
bizim hırsızımız, yanında yer alırız!”
diyor.
Bir devlette her şeyin sorumlusu bütün
yetkileri elinde bulunduran yürütme organı hükümettir. Ve bunun ne
lamı ne de cimi vardır. Hükümet etmek ciddi iştir, seksek oynamaya
benzemez. Bu nedenle, rahmetli dostum anayasa bilgini, Prof. Dr.
Erdoğan Teziç’in Anayasa Hukuku (Beta
Yayınları) kitabından yararlanarak küçük bir hukuk dersi
yapacağız:
***
1- İnsan toplumlarının barış içinde
yaşamaları için bir egemene (muktedir) gereksinimleri vardır. Buna
siyasal iktidar denir.
2- Başlangıçta siyasal iktidarın kaynağı din ve
büyü idi. Yani teokratik idi.
3- Siyasal iktidar daha sonra insan aklının
ürünü olan hukuka dayandı: Halk egemenliği; ulusal
egemenlik.
4- Siyasal iktidarın meşruluk kaynakları: 1-
Geleneksel iktidar: Feodal beylikler, monarşiler. 2- Karizmatik
bireysel iktidar. 3- Akılcı / Hukuki iktidar.
5- İktidarın kurumlaşmasına Devlet denir.
Devlet hakkında türlü çeşitli görüşler vardır. Bu görüşlerin neler
olduğunu vatandaş bilse iyidir ama siyasetçiler mutlaka bilmelidir.
Devlet egemendir; kamu gücünü harekete geçiren sadece devlettir.
Devlet federal de olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti üniter bir
devlettir.
6- Türkiye Cumhuriyeti anayasal hukuk
devletidir. Bu devlet üç erk (güç, kuvvet) üzerine oturur: YASAMA,
YÜRÜTME, YARGI. Yasama (Parlamento, Meclis) yasa
yapar; Yürütme (Hükümet) bu yasalarla devlet
hizmetlerini yerine getirmekle sorumludur; Yargı
(Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Sayıştay, Yargıtay ve her türlü
mahkeme) yasama ve yürütmenin işlerini denetler. Ama Yasama
(Meclis) ve Yürütme (Hükümet), Yargı Erki’ni denetleyip
etkileyemez. Böyle bir şey yaparsa suç işler ve meşruiyetini
yitirir. Buna göre: Özellikle 2007’den bu yana AKP hükümetleri;
günümüzde Cumhurbaşkanlığı rejimi yapıp ettikleriyle gayri
meşrudur.
7- Devleti, bakanlıklar, silahlı kuvvetler,
polis, mahkemeler, belediyeler, devlet daireleri temsil
eder.
***
Bir şair ve edebiyat yazarı, eski bir devlet memuru ve “müdür” olarak Devlet’i bir taşıta, bir silaha, bir alete benzetirim. Osman Aga üzerine binmeden eşek yerinde durur; silah tetiği çekilmeden, düğmesine basılmadan uyur; otomobil ve TIR, şoför kontağı açmadan yıllarca yerinde durur; bir televizyon ve bulaşık makinesi evin hamaratı çalıştırmadan kendi kendine çalışmaz. Bu kompozisyon ve ilişki içinde Osman Aga, asker, şoför, evin hamarat hanımı HÜKÜMET’tir. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın dediği gibi: kimse kusura bakmasın!
***