“Dam üstünde saksağan
vur beline kazmayı” deyimi “Konuyla uzaktan
yakından ilgisi olmayan yersiz, saçma söz”
anlamına geliyor. Deyimin internette bir de öyküsü
var:
“Boğa Dağları’nın güney tarafı
ılıktır. Kış şiddetli olmaz. Saksağan adı verilen
bir çeşit karga, kışın oralarda barınır. Bazı
hastalıklı inekler, danalar, keçiler sürüyle
birlikte gidemediklerinden, evin önündeki ayak
damının üzerinde pineklerler. Oralarda bulunan
bir çeşit sinek gelir, bu hayvanların sırtına
yapışır; bir delik açarak yumurtlar. İlk yaza
doğru bu deliklerden birçok sinek çıkarak uçuşur.
Çok zayıf ve dermansız olan bu hayvancıkların
sırtındaki yumurta keselerine dadanan
saksağanlar, hayvanın sırtına konarlar, gagalarıyla
yumurtalığı delerek bulduklarını yerler. Zavallı
hayvanlar çabalasalar da saksağanları kovamazlar.
Deride yer yer birçok yaralar açılır. Evdeki nineler,
kadınlar ellerine geçirdikleri sopalarla, dam
başına konmuş olan saksağanları kovarlar. Bu söz
oradan kalmıştır.” Öyküsü de deyimin kendisine
benziyor.
***
Siyasette sağcılar, İslamcılar başları sıkışınca, gündemi değiştirmek için bu yönteme başvururlar: “Meteorolojinin tahminlerine göre yağmur yağacakmış” dersin, lakabı Göde Omar olan adam “Vay bana göde dedin” diye kavga çıkartır. Bir zamanlar, CIA ve AB önderliğindeki “Tarihimizle yüzleşelim!” cıvıklığı yüzünden insanlar kusma noktasına gelmişti. Tartışmanın tam ortasında Ermeni soykırımını, Kürt sorununu ortaya atarlardı.
***
“Soydur çeker” derler, AKP Genel
Başkanı sıfatıyla mikrofona çıkan R. T. Erdoğan da
başı sıkıştıkça sık sık bu yönteme başvurur. Bilinen, bayat bir
hikâye ama olsun: Tıpkı, bir Hıristiyanın Yahudi olduğunu anladığı
birini tokatlaması gibi.
Tokadı yiyen Yahudi şaşkınlıkla
sormuş:
- Neden vuruyorsun bana?
- Siz, bizim peygamberimiz
İsa’yı öldürdünüz.
İyice şaşıran Yahudi cevap vermiş:
- İyi ama, o iki bin sene önce oldu.
Hazır cevap Hıristiyan yanıtlamış:
- Ben yeni duydum!
***