Dün sabah sandık-ların açılmasına 20 dakika kala, biri 76,
diğeri diğeri 75 yaşında bir çiftin ardından sıraya girdim.
İsteseler oturabilirlerdi, oturmadılar.
Nezaket kuralları gereği ilk başta olanlar, onlara yerlerini
vermeliydi, yapmadılar.
Selamlaştık, konuştuk biraz. “Seçime katılım oranı” önemli dedi
amca, “Haklısınız” dedim.
Dünyada seçime en fazla katılımın olduğu ülke yüzde 99.86 gibi bir
oranla Somali aslında.
Somali’nin ardından Laos, Vietnam, Ruanda geliyor.
Yani seçime katılım oranı ne tek başına demokrasi getirmeye yetiyor
ne de karışıklıkları durdurmaya.
Bizim Batı tipi demokrasi olarak bildiğimiz ülkeler arasında yüzde
93.3 ile Avustralya ilk sırada, onu yüzde 92.9 ile Malta takip
ediyor.
Seçimlerde katılım oranı bir yere kadar önemli ama referandumlarda
öyle değil.
İngiltere’de AB üyeliğinden ayrılmak için yapılan referanduma
katılım oranı yüzde 72.2 oldu.
AB’den ayrılalım diyenler yüzde 4’ten az bir farkla sandıktan
zaferle çıktı.
O dönem sandığa gitmeyenler ve sonucu beğenmeyenler 2. bir
referandum için 3 milyon imza topladılar ama iş işten geçti.
İster evet desin ister hayır, referandumda oy kullanmayanların
şikâyet etmeye hakları yok.
Sizinle referandum sonucu konuşmaya kalkan olursa, önce oy kullanıp
kullanmadığını sorun derim.
İYİ-KÖTÜ-GARİP REFERANDUM MANZARALARI
Benim bilebildiğim kadarıyla, sandığa giden en yaşlı seçmen,
Alaçatı’da yaşayan, 91 yaşındaki Halide Gençalp oldu.
Antalya Serik’te de 88 yaşındaki Nuriye Ersöz sandık başına gitmiş,
oyunu kullandıktan sonra tansiyonu düşmüş, 112 ekipleri müdahale
etmiş.
Eyüp’te bir okula oy kullanmaya gelen ve iki bacağı olmayan
vatandaşın, elleri üzerinde merdivenleri çıkmaya çalışırken çekilen
görüntüsü tüm Türkiye’ye yayıldı. Bir sürü yerde, sandığa
yürüyemeyecek kadar hasta olarak ya da tekerlekli sandalyeyle
gelenler genel olarak sıkıntı yaşadılar. Engelliler günlük hayatta
çok düşünülmediği için seçim gününde de sorunlar yaşadılar.