Mesut Özil’in uğradığı ayrımcılık, gördüğü ırkçı muamele
nedeniyle Alman milli takımını bırakmasını herkes haklı buluyor
Türkiye’de.
Yine aynı Türkiye’de, az sayıda da olsa, belirli bir grup insan,
2018-2019 sezonunun adının Lefter Küçükandonyanis Sezonu olmasına
itiraz ediyor. Ne fark var ikisi arasında?
Irkçılık sadece bizden birine karşı yapılınca mı kötü, yoksa her
zaman mı?
Rum bir babanın ve Türk bir annenin çocuğu Lefter.
Çok yoksul bir ailenin evladı, ayakkabısı olmadığı için mahalle
maçlarında yalın ayak oynayan bir çocuk.
O dönemin şartlarında tam dört yıl sürdü askerliği. Büyük bir şehir
merkezinde değil, Diyarbakır’da geçirdi zamanı.
Türkiye sevdalısı, Yunanistan para teklif etmesine rağmen, o Türk
milli takımı formasını seçti, ‘Turko’ kaldı adı oralarda.
Bu ülkenin insanlarına futbolu sevdirmek için düzenlenen bir
kampanyaya katıldı, 20 günde 7 bin 343 kilometre yol gitti, onlarca
kez sahaya çıktı.
Sportif başarı kısmı daha uzun.
50 kez Türk milli takım formasını giyen, o formayla rakip kalelere
21 gol bırakan ve o gol rekoru çok uzun yıllar boyunca kırılamayan
biri Lefter Küçükandonyanis.
2018-2019 sezonuna Lefter’in adının verilmesine itiraz edenler,
Mesut’a saldıran Alman ırkçı
kafasıyla sizin kafanız aynı...
Böyle sefer saati mi olur?