Teganni, elhan ederek, yani mûsiki perdelerine uyarak okuyan
kimse, ezan okumaya ehil değildir.
Sual: “Ezanı ve Kur’ânı, mutlaka belli bir makamla okumak lazımdır”
diyenler oluyor. Gerçekten ezanı ve Kur’ânı bu şekilde mi
okumalıdır?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Berîkada deniyor ki:
“Namaz vakitlerini bilmeyen ve teganni, elhan ederek, yani mûsiki
perdelerine uyarak okuyan kimse, ezan okumaya ehil değildir. Bunu
müezzin yapmak caiz değildir, büyük günahtır. Kur’ân-ı kerimi,
zikri, duayı elhan ile okumanın söz birliği ile haram olduğu
Bezzâziyyede yazılıdır. Ezan okumak da ve vaktinden evvel okumak da
böyledir. Ezan okurken, yalnız iki 'Hayye alâ'da teganni etmeye
izin verilmiştir. Kur’ân-ı kerim okumakta teganniye izin verilmesi,
Allahü teâlâdan korkarak okuyunuz demektir. Bu da, tecvid ilmine
uyarak okumakla olur. Yoksa, harfleri, kelimeleri değiştirerek
manayı, nazmı bozarak teganni etmek söz birliği ile haramdır.
Kur’ân-ı kerimi ve ezanı tercî ile okumak, hadis-i şerif ile
menedildi. Tercî, sesi yükseltip alçaltarak okumaktır. Böyle
okunanı dinlemek de haramdır. Vaktinden önce teganni ile okunan,
Arabi olmayan ve cünübün, kadının okuduğu ezanı duyan da söylemez.
Bir ezanı işitip söyleyen kimse, başka yerde okunan ezanları
duyunca artık söylemez. 'Hayye alâ'ları duyunca bunları söylemeyip
'Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh' der. Ezandan sonra, salevat
getirilir. Sonra ezan duası okunur. İkinci 'Eşhedü enne Muhammeden
resûlullah' söyleyince, iki baş parmağın tırnaklarını öptükten
sonra, iki göz üzerine sürmek müstehabtır. Bunu bildiren hadis-i
şerif, Merâkıl-felâhın Tahtâvî haşiyesinde yazılı ise de, İbni
Âbidîn hazretleri bu hadisin zayıf olduğunu bildirdiği gibi,
Hazînet-ül-meârifte de yazılıdır. İkamette böyle yapılmaz. İkameti
işitenin tekrar etmesi sünnet değil, müstehabdır. İkamet okunurken
camiye giren kimse, oturur, ayakta beklemez. Müezzin efendi,
'hayye-alelfelâh' derken, herkesle beraber kalkar.”