Kurtuluş yolu, Resûlullahın izinde olmaktır. Hak ile batılı ayıran alamet, Resûlullah aleyhisselama uymaktır.
Sual: Din adamı olduğunu söyleyen bir kimse, farzlarda gevşek
davrandığı, haramlardan sakınmadığı hâlde, kendisinde olağanüstü
hâller olduğunu söylese, bu kimseye ve söylediklerine itibar edilir
mi?
Cevap: Bu konuda Muhammed Ma’sûm hazretleri bir talebesine yazdığı
mektubunda buyuruyor ki:
Resûlullah efendimize uymakta gevşek olanları, Onun ışıklı yolundan
ayrılanları din adamı sanmayınız! Onların yaldızlı sözlerine ve
ateşli yazılarına aldanmayınız! Yahudiler, Hristiyanlar, Brehmenler
ve mezhepsizler, tatlı ve yanık sözlerle, hileli mantıklarla,
kendilerinin doğru yolda olduklarını, insanları iyiliğe, saadete
çağırdıklarını bildiriyorlar. Ebû Amr bin Necîd hazretleri buyurdu
ki:
“Kendisi ile amel olunmayan ilmin, sahibine zararı, faydasından
daha çoktur.”
Bütün saadetlerin yolu İslâmiyete uymaktır. Kurtuluş yolu,
Resûlullahın izinde olmaktır. Hak ile batılı ayıran alamet,
Resûlullah aleyhisselama uymaktır. Onun dinine uymayan her söz, her
yazı ve her iş kıymetsizdir. Harika, açlıkla ve riyazet çekmekle
hasıl olur, yalnız Müslümanlara mahsus değildir. Abdullah ibni
Mübârek hazretleri buyurdu ki: