Cevap: Bu
konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor
ki:
“Ramazan-ı şerif ayında yapılan
nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen
sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir
farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda, bir
oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azad olur. O
oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun
sevabı hiç azalmaz. Bu ayda, emri altında bulunanların işlerini
hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren amirler de
affolur. Cehennemden azad olur. Resûlullah efendimiz, bu ayda,
esirleri azad eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve
iyi iş yapabilenlere, bütün sene, bu işleri yapmak nasip olur. Bu
aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah
işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmelidir. Elden geldiği kadar
ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu
ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir. Kur’ân-ı kerim
ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, hurma
ile iftar etmek sünnettir. İftar
edince, (Zehe-bezzama' vebtelletil urûk ve
sebe-tel-ecr inşâallahü teâlâ) okumanın sünnet olduğu
Tebyînin Şelbî hâşiyesinde yazılıdır. Teravih kılmak ve hatim
okumak mühim sünnettir.”
***