Erkeğin ve kadının avret
mahallini örtmesi, Ahzâb ve Nûr sûrelerinde
emrolundu.
Sual: Erkeklerin ve
kadınların, namaz kılarken örtmeleri gereken yerleri aynı mıdır,
eğer değilse bunlar kitaplarda ayrı ayrı bildirilmiş
midir?
Cevap: Erkeğin ve kadının avret mahallini
örtmesi, hicretin üçüncü senesinde gelen, Ahzâb ve beşinci
senesinde gelen Nûr sûrelerinde emir olundu. Hanefi ve Şafii
mezheplerinde erkeklerin, namaz için avret mahalli, göbekten diz
altına kadardır. Şafiide göbek, Hanefide diz avrettir. Buraları
açık olarak kılınan namaz sahih olmaz. Namaz kılarken, vücudun
diğer kısımlarını, kolları, başı örtmek, ayaklara çorap giymek
erkeklere sünnettir. Açık kılmaları mekruhtur.
Hür olan kadınların ellerinden
ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve
ayaklarının altı, namaz için Hanefi mezhebinde avrettir. Ellerin
üstü avret değildir diyen kıymetli kitaplar çoktur. Bunlara göre,
kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık kılmaları caiz
olur. Fakat, kitapların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri
örtecek kadar uzun kollu namazlık veya geniş baş örtüsü ile elleri
örtülü olarak kılmaları, daha iyi olur. Kadınların ayakları namazda
avret değildir diyen varsa da, bu âlimler de, namazda örtmesi
sünnet, açması mekruhtur dedi. Sarkan saçın da, ayak gibi olduğu
Kâdîhânda yazılıdır.
***
Sual: Namaz kılarken,
örtülmesi gereken yerlerden herhangi bir uzuv açılacak olursa,
namaz bozulur mu?
Cevap: Erkeğin veya kadının avret
uzuvlarından herhangi birinin dörtte biri, bir rükün açık kalırsa,
namaz bozulur. Azı açılırsa bozulmaz, namazı mekruh olur. Mesela,
ayağının dörtte biri açık olan kadının namazı sahih olmaz. Kendisi
açarsa hemen bozulur. Umdet-ül-islâmda deniyor ki:
“Kadının topuk kemiği veya
bileği veya boynu veya saçı açık olarak kıldığı namazı sahih olmaz.
İnce olup içindeki uzvun şekli veya rengi görünen kumaş, yok
demektir.”
Şafii mezhebinde kadının iki
elinden ve yüzünden başka her yeri her zaman avrettir.
***
Sual: İslâmiyetin
başlangıcında, namaz kılmak için Kudüs’e doğru mu dönülüyordu, eğer
böyle idiyse ne zaman değişerek Kâbe’ye doğru dönülmeye
başladı?
Cevap: Kıble önce Kudüs idi. Hicretten onyedi
ay sonra, şaban ayının ortasında salı günü öğle veya ikindi
namazının üçüncü rekatinde iken Kâbe’ye dönülmesi emrolundu.