Ağır hasta ve çok ihtiyar
olan kimse, namaz yerine fakire fidye, para
veremez.
Sual: Bir kimse,
kılmadığı namazları, para verip başkasına kıldırabilir mi veya
kılmadığı namazlar için, oruçta olduğu gibi fakirlere fidye, para
verebilir mi?
Cevap: Namaz, İbâdet-i
bedeniyye yani bedenle yapılan bir ibadet olduğundan,
başkası yerine kılınamaz. Herkesin kendi kılması lazımdır. Ağır
hasta ve çok ihtiyar olan kimse, namaz yerine fakire fidye, para
veremez. Halbuki, oruç yerine fidye vermesi lazımdır. Halebî-i
kebîrde deniyor ki:
“Özürlü ve özürsüz olarak namazı
terk edenin, bunun farzını kaza etmesi lazımdır. Yalnız Hanbeli
mezhebinde, namazı özürsüz terk eden mürted olacağı için, namazını
kaza etmesi lazım olmaz. Önce, küfürden tevbe etmesi lazım olur.
Namaz kılmak, farz olduğu için, inanmayan kâfir olur. İnanıp da,
terk eden, yani özürsüz kılmayan fasık olur. Kitap, sünnet ve icma
ile açıkça bildirilmiş olan farzların hepsi böyledir. İctihat ile
anlaşılmış farzlara Mukayyed denir. Bunlara inanmıyan kâfir olmaz.”
Bunlara da ehemmiyet vermeyen, aklına uyup, müctehidin hükmünü
beğenmeyen kâfir olur. Dürr-ül-muhtârda buyuruluyor
ki:
“Farz namazı, özrü olmadan, vakti
geçtikten sonra kılmak, yani kazaya bırakmak
haramdır.”