Kurbanlık alınırken;
“Bayram günü kesmesi vacib olan kurbanımı almaya” diye niyet
etmelidir.
Sual: Kurbanlık
hayvanları satın alırken, kurban etmeye diye niyet etmek gerekir mi
yoksa kesim yerinde hayvan kesilirken mi niyet
etmelidir?
Cevap: Bir kimse
kurbanlık hayvanı satın alınırken; “Bayram günü kesmesi vacib olan
kurbanımı almaya” diye niyet etmelidir. Bunu keserken, tekrar niyet
etmek şart değildir. Bir kimsenin kurban etmek için aldığı hayvanı
kurban etmesi de şart değildir. Fakat, daha sonra aldığı ve
keseceği hayvanın kıymeti, ilk satın aldığı hayvandan az
olmamalıdır. Kurbanlık hayvanı satın alırken, hiç niyet edilmese de
olur. Fakat, satın aldığı bu hayvanı keserken veya kesecek olanı
vekil ederken niyet etmelidir.
***
Sual: Kurbanı kendi
kesmeyip de, bir hayır kurumuna veya bir vakfa vererek kestirmek
isteyen bir kimse, nasıl hareket etmeli, nelere dikkat
etmelidir?
Cevap: Kurbanını
bir hayır cemiyetine, kurumuna vermek isteyen kimse, kurbanını veya
parasını götürüp, o kurumdaki bu işle vazifeli kişiye teslim
ederken; “Allah rızası için, bayram veya nezir, adak kurbanımı
kesmeye ve dilediğine kestirmeye, etini ve derisini dilediğine
vermeye seni vekil ettim” demelidir. O kurumdaki vazifeli kimse de,
vekil olduğu şahıs için satın alacağı kurbana bir numara verir, bu
numarayı ve kurban sahibinin ismini deftere yazar. Kesilirken,
sahiplerinin ismini söyleyerek kurbanı kesecek olanları vekil eder.
Etleri dilediği kimselere ve derileri de bir fakir vazifeliye
verir. Bu fakir, derilerin kıymeti ile, nisap miktarına malik
olmadan evvel, elindekileri toptan, dilediğine hediye eder. Bu da
satar. Paraları arzu edilen yere verilir. Fakirin, kendisine
verilen derileri satması veya hediye etmesi de
caizdir.
***
Sual: Bir kimse, hiç
izin, vekalet almadan kendi kendine, başkası adına hac yapabilir mi
ve adına hac yapılan o şahıs hac borcundan kurtulmuş olur
mu?
Cevap: İzin,
vekalet almadan, kendi kendine vekil olup hac eden kimsenin yaptığı
hac, kendinin olur. Yani kendinin hac borcu varsa, ödenmiş olur.
Yaptığı bu haccın sevabını, izinsiz vekil olduğu kimseye
bağışlayabilir. Zaten her Müslüman, her ibadetinin sevabını ölü
veya diri, her Müslümana hediye edebilir. Fakat yaptığı haccın
sevabını bağışladığı kimse, hac yapmış olmaz ve hac borcundan
kurtulmaz.