Bir kimse, hiç kitap okumadan da veli, evliya olabilir ve âyet-i
kerimeyi tefsir edebilir.
Sual: Bir Müslüman, hiç ders almadan, kitap okumadan da evliya
olabilir mi?
Cevap: Bir kimse, hiç kitap okumadan da veli, evliya olabilir ve
âyet-i kerimeyi tefsir edebilir. Fakat bu kimse, başkalarına rehber
olamaz ve bu kimseye bağlanılamaz. Rehberin, ilimde ictihad
derecesine yükselmiş olması, marifette de vilâyet-i hâssa-i
Muhammediyye mertebesinde bulunması lazımdır. Rehberin yani
mürşidin her hareketi, her duruşu, her sözü, İslâmiyete uygundur.
Yani, her şeyde Resûlullah efendimize uymaktadır. Bunun için,
Allahü teâlâ onu çok sever. Müslümanlar da, Allahü teâlâyı çok
sevdikleri için, Allahü teâlânın çok sevdiğini de çok severler.
Rehberi sevmek, Allahü teâlâyı ve Resûlullah efendimizi sevmekten
ileri gelmektedir. Bu sevgiye, Hubb-i fillah denir. İbadetlerin en
kıymetlisinin hubb-i fillah olduğu hadis-i şerifle bildirilmiştir.
Rehberin emirlerini yapmak, İslâmiyete uymak demektir. Çünkü,
Rehberin her sözü ve her işi İslâmiyeti bildirmektedir. Hayatta,
yani dünyada hakiki ilim sunucusu Mürşid-i kâmildir. Din
düşmanlarının, Müslümanlar için; “Allahı bırakıp kulu seviyorlar,
İslâmiyeti bırakıp insana tapınıyorlar” sözlerinin, cahilce bir
iftira olduğu, buradan da anlaşılmaktadır.
***
Sual: İslâm alimlerine değil de, ilk Müslümanlar olan Eshâb-ı
kirama doğrudan doğruya uymak mümkün müdür?