Kalbin temiz ve nefsin
mutmainne olduğunun alameti, bedenin İslâmiyete seve seve
uymasıdır.
Sual: İslâmiyetin
emirlerini yapmayarak ve yasaklarından sakınmayarak, kalbin temiz
olması mümkün müdür?
Cevap: Kalp
ve beden ile, İslâmiyetin emir ve yasaklarına uymalı, kalp,
gafletten uyanık olmalıdır. Kalbi uyanık olmayan yani Allahü
teâlânın varlığını, büyüklüğünü, cennet nimetlerini, cehennem
ateşinin şiddetini hatırlamayan, düşünmeyen kimsenin bedeninin
İslâmiyete uyması güç olur. Fıkıh âlimleri fetvaları bildirirler.
Bunların yapılmasını kolaylaştırmak, Allah adamlarının işidir.
Bedenin İslâmiyete severek ve kolay uyması için, kalbin temiz
olması lazımdır. Fakat yalnız kalbin temiz olmasına, ahlakın güzel
olmasına ehemmiyet verip, bedenin İslâmiyete uymasına ehemmiyet
vermeyen kimse, mülhiddir, dinden çıkmıştır.
Bunun nefsinin parlaması ile hasıl olan gaybdan haber vermek,
hastaları okuyup üfleyip iyi etmek gibi âdet dışı başarıları
istidrac olup, kendisini ve buna uyanları cehenneme sürükler.
Kalbin temiz ve nefsin mutmainne yani uysal olduğunun alameti,
bedenin İslâmiyete seve seve uymasıdır. His organlarını ve bedenini
İslâmiyete uydurmayanların; “Kalbim temizdir, sen kalbe bak!”
demeleri boş laftır. Böyle söylemekle kendilerini ve
etrafındakileri aldatmaktadırlar.
***
Sual: Bir kimse sadece
iman etmekle kurtulabilir mi?