Âyet-i kerimeleri ve hadis-i şerifleri yanlış anladığı için
inanmamak bidat olur.
Sual: Âyet ve hadisleri kendi anladığına göre yorumlayan bir
kimsenin imanı tehlikeye girer mi?
Cevap: Ehl-i sünnet itikadına uymayan bir inanış sahibine Mezhepsiz
denir. Mezhepsiz, eğer Kur’ân-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde
açıkça bildirilmiş olan bir şeye inanmamış veya şüphe etmiş ise,
Küfür olur. Açık olarak bildirilmemiş şüpheli olan delilleri tevil
ederek yanlış mana vermiş ise, Bidat olur. Dünyanın yaratıldığına
inanmamak, böyle gelmiş, böyle gider demek, küfürdür. Cennette,
müminlerin Allahü teâlâyı göreceğine inanmamak bidattir. Âyet-i
kerimeleri ve hadis-i şerifleri yanlış anladığı için inanmamak
bidat olur. “Böyle şey olmaz. Aklım kabul etmez” diyerek tahkir
ederse, yine kâfir olur. Bidat hakkındaki hadis-i şerifler, Hadîka,
Berîka ve Eşi'at-ül-leme'ât’da mevcuttur.
Küfre sebep olan bir şey söylemedikçe ve yapmadıkça Ehl-i kıbleye,
yani namaz kılana Kâfir denmez. Fakat, Kur’ân-ı kerimde ve hadis-i
şeriflerde açıkça bildirilen ve Müslümanların asırlar boyunca
inandığı bir şeye uymayan söz ve işte bulunan bir kimse, bütün
ömrünce namaz kılsa, her ibadeti yapsa da, buna Kâfir denir. Mesela
bir kimse, Allahü teâlâ zerreleri, yaprak sayısını, gizlileri
bilmez dese, kâfir olur. Hazret-i Ebû Bekir ile hazret-i Ömer’den
başka sahabiyi, dinî bir sebeple kötüleyen, bidat sahibi olur. Bir
harama mubah, helal diyen kimse, bunu, bir âyete veya hadis-i
şerife dayanarak söylüyorsa, kâfir olmaz. Âyet ve hadise
dayanmadan, kendi görüşü, keyfi için söylüyorsa, kâfir olur.
Hazret-i Ebû Bekir ve hazret-i Ömer’in hilafete seçilmeleri haklı
değildi demek, bidattir. Hilafete hakları yok idi demek ise
küfürdür.
***