Her şehirde, müşkilleri
çözebilen bir zâtın bulundurulması farz-ı
kifâyedir.
Sual: Müslümanlar,
iman bilgilerinde ve diğer dinî konularda şüpheye düşerse nasıl
hareket etmelidir? Böyle bir duruma düşmemek için ne
yapmalıdırlar?
Cevap: Dinimizin
bildirdiği bir şeyde şüpheye düşen kimse, Allahü teâlâ ve Onun
Peygamberi, bu şey ile neyi bildirmek istemişse, öylece iman ettim,
inandım demelidir. Hemen, şüphesini giderecek bir din âlimi
aramalıdır. İlmine ve dine bağlılığına güvenilir, zeki, ârif,
haramlardan kaçınan, din bilgilerinin inceliklerini bilen,
müşkilleri çözebilen bir zatı arar, bulur. Bundan aldığı cevap,
şüpesini giderince, artık öylece iman eder. Böyle bir zatı aramak
farzdır. Tesadüfe bırakmayıp, hemen aramalıdır. Bulamazsa, bulup
da, şüpheden kurtulamazsa, Allahü teâlânın ve Resulünün dilediği
gibi inandım demeli ve şüpesinin giderilmesi için, Allahü teâlâya
dua etmelidir. İşte, bunun için, her şehirde, müşkilleri çözebilen
bir zâtın bulundurulması farz-ı kifâyedir....