“Allahü teâlânın, bir kuluna, faydalı, güzel işler yapmayı nasip
etmesi pek büyük bir nimettir!"
Sual: İnsanların terbiyesi ile meşgul olmak, nafakalarını temin
etmekte yardımcı olmak da, sevap mıdır?
Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında,
bir talebesine hitaben buyuruyor ki:
“Allahü teâlânın, bir kuluna, faydalı, güzel işler yapmayı, çok
kimsenin ihtiyaçlarını sağlamasını nasip etmesi, çok kimsenin ona
sığınması, bu kul için pek büyük bir nimettir! Allahü teâlâ,
kullarına ıyâlim demiş, çok merhametli olduğu için, herkesin
rızkını, nafakasını kendi üzerine almıştır. Allahü teâlâ, bu
ıyâlinden, kullarından birkaçının rızıkları, nafakaları için ve
bunların yetişmeleri, rahat yaşamaları için bir kulunu
görevlendirirse, bu kuluna büyük ihsan etmiş olur. Bu büyük nimete
kavuşup da, bunun için şükretmesini bilen kimse, çok talihli, pek
bahtiyardır. Bunun kıymetini bilip, şükretmek, kendi sahibinin,
Rabbinin ıyâline, kullarına hizmet etmeyi saadet ve şeref bilmek ve
Rabbinin kullarını yetiştirmekle övünmek, akıl icabıdır.”
***
Sual: Bir kimse, başka birinin bahçesindeki elmaları toplayıp
fakirlere dağıtın diye emir verse, bu emre uyanlar, dağıttıkları
elmaların bedelini öderler mi?
Cevap: Herkes, ancak kendi mülkü için emir verebilir. Başkasının
malını denize at diye birisi emir verse, bu emre uyup o mal denize
atılmaz, atan öder. Vekiline, borcumu, kendi malından öde dese,
vekil kabul etse bile, ödemeye mecbur olmaz. Fakat, vekilde alacağı
veya emanet parası varsa, o vekil, emri yapmaya, ödemeye mecburdur.
Malımı satıp öde dese, bu emri, yalnız ücretli vekil yapmaya mecbur
olur.
***
Sual: “Başkasını kendisine tercih etmek” güzel huylardandır
deniyor. Bu tercih, ibadetler dâhil, her konuda geçerli midir?
Cevap: Bu konuda Eşbâhda deniyor ki: