“Tasarruf sahipleri üç
nevdir. Bazısı, Allahü teâlânın emri olmadan tasarruf
etmez."
Sual: Bazı kitaplarda din
büyükleri için himmet etti tabiri geçiyor, böyle bir şey var mıdır
varsa himmet etmek ne demektir?
Cevap: Bu konuda
Reşehât kitabında, Ubeydullah-i Ahrâr hazretlerinin şöyle buyurduğu
nakledilmektedir:
“Himmet etmek,
Allahü teâlânın isimleri ile münasebeti olan bir zatın, kalbinde
yalnız bir işin yapılmasını bulundurması demektir. Bu şeye teveccüh
eder, kalbine bundan başka hiçbir şey getirmez, yalnız, o işin
yapılmasını ister. Allahü teâlâ da o işi yaratır. Allahü teâlânın
âdeti böyledir. Kâfirlerin himmet ettikleri şeylerin de hasıl
oldukları görülmüştür. Allahü teâlâ, bana da bu kuvveti ihsan
etmiştir. Fakat, bu makamda edeb lazımdır. Edeb de, kulun kendisini
Hak teâlânın iradesine tabi etmesidir. Hakkı kendi iradesine tabi
etmemektir. Hak teâlânın fermanına muntazır, hazır olmaktır.” Hâce
Muhammed Yahyâ hazretleri de buyurdu ki:
“Tasarruf sahipleri üç nevdir:
Bir kısmı, Allahü teâlânın izni ile, her istedikleri zamanda,
diledikleri kimselerin kalbinde tasarruf ederek, onu yüksek
makamlara eriştirirler. Bazısı, Allahü teâlânın emri olmadan
tasarruf etmez. Emir olunan kimseye teveccüh ederler. Bir kısmı
ise, kendilerine bir sıfat, bir hâl geldiği zaman kalplere tasarruf
ederler.”
***
Sual: Namazda secdeye
gidildiğinde, secde edilen yerin sert mi olması
gerekir?
Cevap: Alnı,
sarığının sargıları ve takkenin kenarı ve alından sarkan saç
üzerine ve elbisenin kolu ağzı, eteği veya elleri üzerine koymak
sahih olur ise de, özürsüz iken tenzihen mekruh olur. Kadınların
da, namazda alnı açık olması lazımdır. Yerin sertliğini duyacak
kadar, yani başını bastırınca, alnı artık gömülmeyecek kadar
bastırarak, halı, hasır, buğday, arpa, serir, kanepe ve yerde duran
araba üzerine secde etmek sahih olur. İki ağaç arasına gerilmiş
salıncak ve çuvalda olmayan pirinç ve darı üzerine secde sahih
olmaz.
***
Sual: Yaptığı hatadan
dolayı özür dileyen kişinin özrünü, karşı tarafın kabul etmemesi
günah olur mu?
Cevap:
Müslümanın özrünü reddetmek, kabul etmemek mekruhtur. Hadîs-i
şerifte; (Müslüman kardeşinin özrünü kabul etmemek günah
olur) buyuruldu. Özrü kabul etmek ve kusurları affetmek,
Allahü teâlânın sıfatlarındandır. Böyle olmayan kimseye, Allahü
teâlâ gadab ve azab eder.