Bidati yayanları ve dini
öğrenmeye mâni olanları sevmek, günahtır.
Sual: Günah işleyenleri,
İslâmiyetin doğru olarak öğrenilmesine mâni olanları sevmenin bir
vebali, günahı olur mu?
Cevap: Allahü teâlâya isyan
edene Fasık, kötü kimse denir. Başkalarının
isyan etmesine, fıskın yayılmasına sebep
olana Facir denir. Haram işlediği
bilinen fasık sevilmez. Bidati, yani bozuk inanışları yayanları ve
dini öğrenmeye mâni olanları sevmek, günahtır. Hadîs-i
şerifte;
(Fasıkın fıskına mâni
olmaya kudret varken, kimse mâni olmazsa, Allahü teâlâ, bunların
hepsine, dünyada ve ahirette azap yapar) buyuruldu.
Ömer bin Abdül'azîz hazretleri buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, bir kimse günah
işlediği için, başkalarına da azap yapmaz ise de, açıkça günah
işleyenler görülüp de, görebilenler mâni olmadığı zaman, hepsine
azap yapar.”
Allahü teâlâ, Yuşa aleyhisselama
vahyederek;
(Kavminden kırkbin salih
kimseye ve altmış bin fasık kimseye azap
yapacağım!) buyurunca, Yuşa
aleyhisselam;
-Ya Rabbi!
Fasıklar, azabı hak etmiştir. Salihlere azap yapmanın sebebi,
hikmeti nedir? diye arz edince Allahü teâlâ;
(Benim gadab ettiklerime,
onlar gadab etmedi. Birlikte yediler,
içtiler) buyurdu.
Malına, canına, evladına ve
Müslümanlara zarar geleceği, yani fitneye sebep olacağı zaman,
bidat sahiplerine ve zalimlere emr-i ma'rûf yapmak lazım olmaz.
Açıkça günah işleyen fasıkları, yalnız kalp ile sevmemek kâfidir.
Tatlı ve yumuşak sözlerle nasihat vermek lazım olur.
***
Sual: Bulunduğu yerde
kıble yönünü bilemeyen bir kimse, Müslüman olmayanlara veya günah
işleyenlere de, kıble istikametini sorabilir
mi?
Cevap: Mihrap bulunmayan,
hesap, yıldız gibi şeylerle de anlaşılamayan yerlerde, kıbleyi
bilen, salih Müslümanlara sormak lazımdır. Kâfirlere, fasıklara ve
çocuklara sorulmaz. Kâfirlere, fasıklara, muamelatta inanılırsa da,
diyanatta yani ibadetlerde inanılmaz. Aslında böyle durumlarda
kıbleyi bilen bir kimseyi aramaya da lüzum yoktur. Kendisi
araştırır, karar verdiği cihete, yöne doğru kılar. Sonradan, yanlış
olduğunu anlarsa, namazı da iade etmez.
***
Sual: Küçük çocuğun elini
soktuğu su kabındaki su ile abdest ve gusül alınabilir
mi?
Cevap: Küçük çocuğun elini
suya sokması, kedinin artığı gibidir. Yani, eli temiz olduğu
bilinmiyorsa, bu su ile abdest almak veya içmek, tenzihen mekruh
olur.