İmâm-ı Rabbânî hazretleri
buyurdu ki: "Allahü teâlâ, dil uzatanları, gaflet uykusundan
uyandırsın!"
Sual: Bazı kimseler,
kendilerini önceki âlimlerden, evliyadan hatta Eshâbdan üstün
görmekte ve onlara dil uzatmaktadır. Böyle kimselere ne
demelidir?
Cevap: Konu ile
alakalı olarak, İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbât kitabında
buyuruyor ki:
“Kendini, Eshâb-ı kiram gibi
sanmak, ahmaklıktır. Kendini, önce gelen büyüklere benzetmek ise,
cahilliktir. Şunu da bildirelim ki, önce olmak şerefinin üstünlüğe
sebep olması, birinci asırda, insanların en iyisinin sohbetine
kavuşanlar içindir. Sonraki asırlarda böyle değildir. Daha sonraki
asırda gelenler, önündeki asırlarda gelenlerden üstün olabilir.
Hatta aynı asırda bulunanlardan, sonraki, öncekinden, talebesi
hocasından ileri geçebilir. Allahü teâlâ, dil uzatanları, gaflet
uykusundan uyandırsın! Bir Müslümanı kabahatli sanarak, dedikodu
yapmak, sövmek, pek şeni, çok çirkindir. Vehim ile, zan ile, bir
Müslümana sapık demek, kâfir demek, inatçılık, kincilik olur. Bu
iftiraları yerinde olmadığı zaman, söyleyenler sapık ve kâfir olur.
Böyle olduğunu hadîs-i şerif bildirmektedir.”
***
Sual: Peygamber
efendimizin kendi zamanı ve Ona yakın olan zamanlar, sonrakilerden
daha mı kıymetli idi?
Cevap: Bu konuda
Merec-ül-bahreynde deniyor ki:
“Hakîm Alî Tirmizî hazretleri
buyurdu ki: “Yaşım ilerledikçe, ilmim, amelim ve mücahedem arttığı
hâlde, gençliğimde kavuşmuş olduğum nurları, tesirleri kendimde
bulamaz oldum. Sebebini bir türlü anlayamadım. Gençlik zamanım,
Resûlullah efendimizin zamanına daha yakın olduğu için, o zamandaki
hâlin daha üstün olduğu, kalbime ilham edildi.” O zamana yakın
zamanlar böyle kıymetli olunca, o zamanın kendinin ne kadar çok
kıymetli olduğunu anlamalıdır. Bunun içindir ki, Kût-ül-kulûbda;
“Resûlullahın o mübarek cemalini bir kere görmek ve biraz huzurunda
oturmak, insanı öyle şeylere kavuşturur ki, başka zamanlarda
yapılan halvetlerle ve kırk gün riyazet çekmekle, bunlar elde
edilemezler” buyurulmaktadır. Başka zamanlarda yetişen büyük
Veliler de, Resûlullah efendimizin manevi sohbetinde bulunup, feyiz
almakla yükselmişlerdir.”
***
Sual: Secde, Kâbe'ye mi
yapılır yoksa Kâbe'ye karşı mı yapılır.
Cevap: Secde
yalnız Allah için, Kâbe'ye karşı yapılır. Kâbe için yapılmaz. Kâbe
için secde edenin imanı gider, kâfir olur.