Camide namaz kılmak için kendine muayyen, belli bir yer ayırmak
mekruhtur.
Sual: Bir kimse, kendi mahallesindeki camide, namaz kılmak için
belli bir yeri, kendisi için ayırabilir mi?
Cevap: Camide namaz kılmak için kendine muayyen, belli bir yer
ayırmak mekruhtur. Fakat, dışarı çıkarken, kimse oturmasın diye,
yerine ceketini bırakırsa, gelince oraya tekrar oturabilir. Umumi
yerlerde, Mina’da, Arafat’ta, vapurda, otobüslerde de böyledir.
Yani oturmayı âdet ettiği yere başkası oturmuş ise, kaldıramaz.
Kendine, ihtiyacından fazla yer ayırırsa, fazlasını başkası
alabilir. Bu yerin fazlasını, iki kişi isterse, hangisine verirse,
o oturur. İkisi de istemeden, bu fazla yere biri oturursa, bundan
alıp ikincisine veremez. Fakat, burayı, onun emri ile, onun için
ayırdım, kendim için ayırmadım diye yemin ederse, kaldırabilir.
Satıcıların pazar yerinde yerleştikleri yer de böyle olup, önce
geleni sonra gelen yerinden kaldıramaz. Bütün bu umumi yerlerde,
ilk oturan, herkese zararlı olmuş ise, kaldırılabilir.
***
Sual: Cami içine giren kuşları kovmanın, çıkarmanın veya öldürmenin
dinen bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Camilerdeki yarasa ve güvercinleri kovmak ve yuvalarını
dışarı atmak caizdir. Çünkü, camileri kirletirler. Camilerin temiz
olması için bunlar çıkarılır. Fetâvâ-i kâri-ül-Hidâyede ve
Cevâhir-ül-fetâvâda deniyor ki:
“Camileri kirleten kuşları çıkarmak mümkün olmazsa, öldürmek
caizdir. Eziyet veren hayvanlar her yerde öldürülebilir.”
Cami dışındaki kuş yuvalarını bozmak, caiz değildir.