Allahü teâlâ, Müslüman
olan ve salih olan akrabayı ziyareti
emrediyor.
Sual: Akraba ziyareti,
bayram günleri daha çok ön plana çıkmaktadır. Bu ziyaretlerde nasıl
hareket etmeli ve öncelik sırası nasıldır?
Cevap: Konu
ile alakalı olarak Hadîkada deniyor ki:
“Anayı, babayı ve mahrem akrabayı
ziyaret etmek vaciptir. Hiç olmazsa, selam göndererek, tatlı mektup
yazarak ve telefon ederek bu günahlardan kurtulmalıdır. Selamın,
mektubun ve sözle, para ile yardımın miktarı ve zamanı yoktur.
Lüzum ve imkânı kadar yapılır. Zî-rahm-i mahrem olmayanlara bunlar
vacib değildir. Bunlar önce anaya, sonra babaya, sonra evlada,
sonra ecdada, dedelere, sonra ceddada, ninelere, sonra erkek ve kız
kardeşlere, amcalara, halalara, dayılara ve teyzelere yapılır.
Bunlardan sonra, zî-rahm-i mahrem olmayan amca oğluna, amca kızına
ve hala, dayı ve teyze çocuklarına, sonra nikâh sebebi ile akraba
olanlara, sonra komşulara yardım ve ihsan etmek çok
sevaptır.”
Görülüyor ki, Müslüman olan ve
İslâmiyete uygun akrabayı ziyaret etmelidir. Hiç olmazsa haftada
veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir. Uzak
memlekette ise, mektupla ve telefonla gönlünü almalıdır. Dargın,
kinli ise de, vazgeçmemelidir. Akrabası gelmezse, cevap vermezse
de, giderek veya hediye, selam göndererek, yahut mektupla ve
telefonla yoklamaktan vazgeçmemelidir. Allahü teâlâ, Müslüman olan
ve salih olan akrabayı ziyareti emrediyor. Berîka ve Hadîka
kitaplarında deniyor ki:
“Akraba ile ilişiği kesmek büyük
günahtır. Erkek olsun, kadın olsun zî rahm-i mahrem akrabayı
ziyaret etmek vaciptir. Amca kızı gibi mahrem olmayan zî rahm
akrabayı ve zî rahm olmayan akrabayı ziyaret vacib değildir. Fakat
bunlara da hediye, selam yollamak müstehabdır.”
***
Sual: Birbirine dargın
olanları barıştırmanın da sevabı olur mu?
Cevap: Dargın olanları
barıştırmak sünnettir, sevaptır. Davut aleyhisselâmın yanına iki
kişi gelip, birbirini şikâyet ettiler. Dinleyip karar verip
giderken, Azrail aleyhisselâm gelip;
-Bu iki kişiden, birincisinin
eceline bir hafta kaldı. İkincisinin ömrü de, bir hafta önce
bitmişti, fakat ölmedi dedi. Davut aleyhisselâm hayret edip,
sebebini sorunca;
-İkincisinin bir akrabası vardı.
Buna dargın idi. Bu gidip, onun gönlünü aldı. Bundan dolayı, Allahü
teâlâ, buna yirmi yıl ömür takdir buyurdu, dedi.