Müslümânların ayıplarını örtmek, gizli günâhlarını yaymamak ve kusurlarını affetmek çok sevaptır. Küçüklere, emri altında bulunanlara, fakirlere merhamet etmelidir. Kusurlarını yüzlerine vurmamalıdır.
Allahü teâlânın ahlâkı ile ahlâklanmak, her Müslümâna lâzımdır.
Çünkü Resûlullah efendimiz;
(Allahü teâlânın ahlâkı ile huylanınız!) buyurmuştur. Allahü
teâlânın sıfatlarından biri Settâr, yani günâhları örtücüdür.
Müslümânın da din kardeşinin ayıbını, kusûrunu örtmesi lâzımdır.
Allahü teâlâ, kullarının günâhlarını affedicidir. Müslümânlar da,
birbirlerinin kusurlarını, kabahatlerini affetmelidir. Allahü teâlâ
kerîmdir, rahîmdir, yani lutfu, ihsânı boldur ve merhameti çoktur.
Müslümânın da cömert ve merhametli olması lâzımdır. Bütün güzel
ahlâk da böyledir. Resûlullah efendimizin güzel huyları pek çoktur.
Her Müslümânın bunları öğrenmesi ve bunlar gibi ahlâklanması
lâzımdır. Böylece, dünyada ve âhırette felaketlerden, sıkıntılardan
kurtulmak ve Peygamber efendimizin şefâatine kavuşmak nasip olur.
Resûlullah efendimiz şu duâyı çok okurlardı:
(Allahümme innî es'elüke-ssıhhate vel-âfiyete vel-emânete ve
hüsnel-hulkı verrıdâe bilkaderi bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn...
Ya Rabbî! Senden, sıhhat, âfiyet, emânete hıyânet etmemek, güzel
ahlâk ve kaderden râzı olmak istiyorum. Ey merhamet sâhiplerinin en
merhametlisi! Merhametin hakkı için, bunları bana ver!)