Ayakta duramayan hasta,
namazını oturarak kılar, oturamayan sırtüstü yatıp başı ile
kılar.
Sual: Hastalık veya
başka bir sebepten dolayı ayakta duramayan bir kimse, namazlarını
nasıl kılar?
Cevap: Namazın beş rüknünden birincisi
kıyamdır. Kıyam, namazda ayakta durmak demektir. Ayakta duramayan
hasta, namazını oturarak kılar, oturamayan hasta, sırtüstü yatıp
başı ile kılar. Yüzü, semaya değil, kıbleye karşı olması için, başı
altına yastık konur. Ayakları kıbleye karşı, dizlerini dikerek
yatar. İbni Âbidînde deniyor ki:
“Sağlam bir kimsenin gemide,
trende, hareket hâlinde, farzları oturarak kılması, İmâm-ı a'zama
göre caizdir. İmâmeyn ise, özürsüz caiz görmedi. Fetva da böyledir.
Ayakta iken, iki ayak birbirinden dört parmak eni kadar açık
olmalıdır. Ayakta duramayan hasta, ayakta başı dönen, başı, dişi,
gözü veya başka yeri çok ağrıyan, idrar, yel kaçıran, yarası akan,
ayakta düşman korkusu, malın çalınmak tehlikesi olan, ayakta
kılınca orucu veya okuması bozulacak veya avret yeri açılacak olan
kimseler, oturarak kılar. Ayakta kılınca hastalığının artacağını,
iyi olmasının gecikeceğini kendi tecrübesi ile veya mütehassıs
Müslüman bir tabibin bildirmesi ile anlayan hasta da, yere oturarak
kılar. Haber veren doktorun fâsık olmaması, açıkça haram işlememesi
lazımdır. Bunlar, kolayına geldiği gibi kollarını istediği yere
koyarak, bağdaş kurarak veya dizlerini dikip kollarını kavuşturarak
yahut başka türlü yere oturur. Böyle oturamayan, birisinin yardımı
ile oturur. Rüku için, biraz eğilir. Secde için, başını yere kor.
Başını yere koyamayan hasta, yüksekliği 25 santimetreden az olan
sert bir şey üzerine koyar. Böyle secdesi sahih olur. Daha yüksek
ise veya yumuşak ise, îmâ olur. Böyle sert şey üzerine de
koyamazsa, ayakta durabilse bile, oturarak yerde îmâ ile kılar.
Yani yere oturarak kılıp, rüku için biraz, secde için ise, daha çok
eğilir. Secde için eğilmesi, rüku için eğilmesinden daha çok
olmazsa, namazı sahih olmaz. Kendisi veya başkası bir şey kaldırıp,
bunun üstüne secde ederse, namazı sahih olur ise de, tahrimen
mekruh olur.”
***