"Uykuda, yemekte ve söylemekte aşırı gitmeyip orta derecede
olmalısınız..."
Sual: Müslümanlardan bazısı, dinin emirlerini yapma konusunda çok
aşırı gitmekte ve etrafındakilere de sıkıntı vermektedir. Böyle
yapmak, davranmak dinimiz açısından doğru olur mu?
Cevap: Bu konuda Mumammed Ma’sûm hazretleri, Mektûbât kitabında
buyuruyor ki:
“İşlerinizi, sözlerinizi ve ahlakınızı, dinini bilen ve seven,
dindar âlimlerin sözlerine ve kitaplarına uydurmalısınız. Salih
kullar gibi olmalısınız ve onları sevmelisiniz. Uykuda, yemekte ve
söylemekte aşırı gitmeyip orta derecede olmalısınız. Seher vakti
yani gecelerin sonunda kalkmaya gayret etmelisiniz. Bu vakitlerde
istiğfar etmeyi, ağlamayı, Allahü teâlâya yalvarmayı ganimet
bilmelisiniz. Salihlerle düşüp kalkmayı aramalısınız. (İnsanın
dini, arkadaşının dini gibidir) hadis-i şerifini unutmayınız! Şunu,
iyi biliniz ki, ahireti isteyenlerin dünya lezzetlerine düşkün
olmaması lazımdır.
Mubah olan lezzetleri bırakamazsanız, hiç olmazsa, haramlardan ve
şüphelilerden kaçınınız ki, ahirette kurtulmak umulsun. Fakat, her
türlü altın ve gümüş eşyanın ve çayırda otlayan hayvanların ve
ticaret eşyasının zekâtını ve topraktan, tarladan, ağaçtan alınan
mahsullerin uşrunu da herhâlde vermek lazımdır. Bunların verilecek
miktarları, fıkıh kitaplarında bildirilmiştir.
Zekâtı ve fıtraları, İslâmiyetin emrettiği kimselere seve seve
vermelidir. Akrabayı ziyaret etmeli, mektupla gönüllerini
almalıdır. Komşuların haklarını gözetmelidir. Fakirlere ve borç
isteyenlere merhamet etmelidir. Malı, parayı, İslâmiyetin izin
vermediği yerlere harcamamalı, izin verilen yere de, israf
etmemelidir. Faizden, kumarlı ve kumarsız oyunlardan sakınmalıdır.
Parayı oyunlara, haramlara, çalgılara, süslenmeye, gösteriş
yapmaya, övünmeye, mal toplamaya kullanmamalıdır. Bunlara dikkat
edince, mal, zarardan kurtulur ve dünyalıklar, ahiretlik halini
alır.”