Maaş, ücret ele geçmeden
önce, bunlar nisab, zekât hesabına
katılmaz.
Sual: Hak edilmiş fakat
ele geçmemiş olan maaş ve ücretler, zekât hesabına katılır
mı?
Cevap: İbni
Âbidînde, alışveriş anlatılırken deniyor ki:
“Din adamlarının, evkaftan
alacakları erzakı, teslim almadan önce satmaları caiz değildir.
Çünkü bunlar, hak edilmiş ücret iseler de, hak edilen mal, kabz
edilmeden, ele geçmeden önce mülk olmaz.” Bunun için memurların,
işçilerin alacakları maaş ve ücretler, ellerine geçmeden önce
mülkleri olmaz. Maaş, ücret ele geçmeden önce, bunlar
nisab, zekât hesabına katılmaz, yani zekâtları verilmez. Memur
ve işçilerden kesilen yardım sandığı, sigorta paraları ve tasarruf
bonoları zekât hesabına katılmaz. Senelerce sonra birikmiş olarak
ele alınınca, yalnız alınan para, o senenin zekât nisabının
hesabına katılır. Satış karşılığı alınan bonolar, böyle değildir.
Bunlar ve hisse ve tahvil senetleri, her sene zekât hesabına
katılır.
***
Sual: Bir şirkete ortak
olan, kendi hissesine düşenin mi zekâtını
verir?
Cevap: Bir
ticaret şirketine ortak olanın, hissesi nisab miktarı ise, kendi
hissesinin zekâtını hesap ederek vermesi lazımdır.
***
Sual: Hasta olan bir
kimse, bir ay oruç tutmayı adasa ve vefat etse, ne yapılması
gerekir?
Cevap: Hasta olan kimse,
Allah için bir ay oruç tutayım dese, iyi olmadan ölse, bir şey
lazım gelmez. Bir gün bile iyi olup tutmaz ise, hepsi için iskat
yapılmasını vasiyet eder.
***
Sual: Şafii
mezhebindekiler, zekât verirken Hanefi mezhebine uyarak
vermektedirler. Bunun sebebi nedir?
Cevap: Şafii mezhebine göre,
zekât vermek için, zekâtın, Tövbe suresi, altmışıncı âyetinde
bildirilen sekiz sınıf insanın her sınıfına verilmesi lazımdır.
Bunlardan, gönlünü alması lazım gelen kâfir sınıfı, zekât
toplayan memur sınıfı ve kölelikten kurtarılacak borçlu sınıfı
bugün yoktur. Bunları bulup zekât vermek imkânsız olmuştur. Bunun
için, Şafii âlimleri, hanefi mezhebine göre zekât verilmesine fetva
vermiştir. Hanefi mezhebinde, bu sınıflardan birine vermekle, zekât
verilmiş olmaktadır.
***
Sual: Din bilgileri için,
fıkıh mı, tefsir kitabı mı okumalıdır?
Cevap: Fıkıh kitapları
varken, din bilgilerini tefsirlerden öğrenmeye kalkışmak, nafile
ibadet olur. Farz-ı ayın olan fıkıh kitaplarını okumayı bırakıp,
nafile olan tefsir okumak, caiz değildir.
Sual: Hak edilmiş fakat
ele geçmemiş olan maaş ve ücretler, zekât hesabına katılır
mı?
Cevap: İbni
Âbidînde, alışveriş anlatılırken deniyor ki:
“Din adamlarının, evkaftan
alacakları erzakı, teslim almadan önce satmaları caiz değildir.
Çünkü bunlar, hak edilmiş ücret iseler de, hak edilen mal, kabz
edilmeden, ele geçmeden önce mülk olmaz.” Bunun için memurların,
işçilerin alacakları maaş ve ücretler, ellerine geçmeden önce
mülkleri olmaz. Maaş, ücret ele geçmeden önce, bunlar
nisab, zekât hesabına katılmaz, yani zekâtları verilmez. Memur
ve işçilerden kesilen yardım sandığı, sigorta paraları ve tasarruf
bonoları zekât hesabına katılmaz. Senelerce sonra birikmiş olarak
ele alınınca, yalnız alınan para, o senenin zekât nisabının
hesabına katılır. Satış karşılığı alınan bonolar, böyle değildir.
Bunlar ve hisse ve tahvil senetleri, her sene zekât hesabına
katılır.