İçinden geçtiğimiz uluslararası düzensizlik, öngörülememe, alverci ve parçalı ittifaklar sistemini sadece ABD Başkanı Trump’a ve onun bir buçuk dönemlik politikalarına indirgemek doğru olmaz. Soğuk Savaş’ın nihayetlenmesinden bu yana önce tarihin sonu yanılsaması sonra da başta Rusya ve Çin olmak üzere yükselen güçlerin stratejik gelecek öngörülerini okuyamamak hatta yok saymak içinden geçmekte olduğumuz akışkan ve sürprizlere açık sistemsizliği getirdi.
Rusya ve Çin’in farklı katmanlardaki genişleme stratejilerinin, Batının bu stratejileri dengeleyecek vizyon, öngörü ve kapasite geliştirememelerinin üzerine Trump’ın gelmesi zaten yaşanan bir çözülmeyi çok daha görünür hale getirdi.
Bu yapısal sorunlara son 15 yıl içerisinde Batı’nın değer temelli olduğunu iddia ettiği uluslararası hukuk düzeninin iki kez sınıfta kalması sadece güç değil ilkesel zeminin de altının boş olduğunu gösterdi. Bunlardan ilki Arap toplumlarında daha onurlu, gelirin adil dağıldığı ve demokratik bir gelecek talebiyle başlayan Arap Baharı idi.
İnsan hakları ülkelerin iç işi olarak görülemez ilkesine ve demokratik taleplere sırtını dönen Batı ülkeleri değer temelli bir düzen ve dünya...