Obezite ciddi bir sağlık sorunu. Tıp literatürü ve tedavi
pratiğinde hangi hastalıkların cerrahi, hangi hastalıkların tıbbi,
yani ilaç tedavisiyle iyileştirilebileceği açık ve net olarak
belirtilmiş. Konu obezite olduğunda da durum değişmiyor, tıbbi
kural ve prensipler bize şunu söylüyor:
Obezitenin tedavisi, altında yatan metabolik, hormonal ve ruhsal
sorunların çözümlenmesiyle başlar.
Hormon bozukluğuna, metabolik, genetik bir kusura, psikolojik yeme
bozukluğuna bağlı bir obezite sorunu cerrahi olarak
çözümlenemez.
Yapacağınız ilk şey, obeziteye yol açan problemi belirleyip onu
ortadan kaldırmak, bu mümkün değilse de onu yönetmektir.
Tabii ki obezitenin cerrahi girişimle düzeltilebileceği özel bazı
durumlar da var.
Bunlar da çok açık ve net olarak biliniyor. Eğer sorun “morbid
obez” noktasına varmışsa, yani “hastanın acil bir cerrahi girişimle
kurtarılması gereken noktaya gelinmişse” cerrahi girişim kaçınılmaz
oluyor ve hemen devreye giriyor.
Basit bir kilo sorununun çözümünde ise asla herhangi bir cerrahi
girişim düşünülmüyor.
Obezite cerrahisiyle “bilimsel” olarak çalıştığı bilinen tecrübeli
bazı merkezlerin dışında maalesef bu kurallara uyulmuyor.
Beden kitle indeksi azıcık yükselmiş kişilere bile cerrahi girişim
yapılabiliyor.
Oysa obezite cerrahisi “sağlam bir dokunun çıkarılması” sürecini
içine alan çok ciddi bir girişim.
Özeti şudur:
“Mide küçültme”
diye başlayan obezite cerrahisi propagandası çoğu ülkede olduğu
gibi bizde de maalesef içinden çıkılmaz bir kaosa, bir suiistimal
aracına dönüşmek üzere.
Yapılması gerekense çok açık: Bilimsel kurallara harfiyen riayet
edilecek!
Yoksa daha pek çok insan gereksiz yere kaybedilecek ya da gereksiz
yere ameliyat olacak.
Belleğinizi seviyorsanız
◊ Yürüyün. Düzenli yürümek beyin sinir hücrelerini (nöronları)
besliyor.
◊ Stresten uzak durun. Stres en etkili nörotoksik ajan! Belleğin en
güçlü düşmanı.
◊ Farklı aerobik egzersizler yapın. Masa tenisi, basketbol, tenis
gibi hızlı ve ani karar vermeyi gerektiren egzersizler yapın.
◊ Yeni şeyler öğrenin. En etkili bellek egzersizi yeni bir öğrenme
süreci üzerinde yoğunlaşmak. 50’sinden sonra en etkili bellek
desteği olarak da “yeni bir dil öğrenmek” çabası gösteriliyor.
◊ Onu uyarın ama telaşlandırmayan. Endişelendirmeyen ve yormayan
aktiviteler de etkili birer bellek desteği olabiliyor.
◊ Öğrenmeye devam edin! Öğrenmenin yaşı yoktur. Yani en çok bellek
için faydalı.
◊ Antosiyaninden zengin besinleri yani MORLARI tercih edin. Mor
lahana, mor turp, mor ya da siyah erik, yaban mersini, karadut en
çok tavsiye edilen meyve ve sebzeler.
◊ Omega-3 zengini besinlere yüklenin.
◊ B12 eksikliğine karşı uyanık olun.
Hangi koenzim desteği daha etkili?
Koenzim Q10 takviyeleri kolesterol haplarının yan etkilerini
(yorgunluk, kas erimesi) azalttıkları, kronik iltihapları ve
kansere giden gelişmeleri engelledikleri, antioksidan ve enerji
verici özellikleri nedeniyle çok fazla rağbet görüyor.
Ne var ki pek çok besin desteği gibi bunların da çoğu işe
yaramıyor. Peki işe yarayanları hangisi? Uzmanlar UBIQUINOL formülü
içeren koenzim desteklerinin en uygun çözüm olduklarını söylüyor.
Fikrim de bu yönde.
Sabah yorgunluğunun 7 mühim nedeni