Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Mideyi küçültmek şişmanlığa çare olabilir mi?

Obezite ciddi bir sağlık sorunu. Tıp literatürü ve tedavi pratiğinde hangi hastalıkların cerrahi, hangi hastalıkların tıbbi, yani ilaç tedavisiyle iyileştirilebileceği açık ve net olarak belirtilmiş. Konu...

02 Kasım 2017 | 486 okunma

Obezite ciddi bir sağlık sorunu. Tıp literatürü ve tedavi pratiğinde hangi hastalıkların cerrahi, hangi hastalıkların tıbbi, yani ilaç tedavisiyle iyileştirilebileceği açık ve net olarak belirtilmiş. Konu obezite olduğunda da durum değişmiyor, tıbbi kural ve prensipler bize şunu söylüyor:
Obezitenin tedavisi, altında yatan metabolik, hormonal ve ruhsal sorunların çözümlenmesiyle başlar.
Hormon bozukluğuna, metabolik, genetik bir kusura, psikolojik yeme bozukluğuna bağlı bir obezite sorunu cerrahi olarak çözümlenemez.
Yapacağınız ilk şey, obeziteye yol açan problemi belirleyip onu ortadan kaldırmak, bu mümkün değilse de onu yönetmektir.
Tabii ki obezitenin cerrahi girişimle düzeltilebileceği özel bazı durumlar da var.
Bunlar da çok açık ve net olarak biliniyor. Eğer sorun “morbid obez” noktasına varmışsa, yani “hastanın acil bir cerrahi girişimle kurtarılması gereken noktaya gelinmişse” cerrahi girişim kaçınılmaz oluyor ve hemen devreye giriyor.
Basit bir kilo sorununun çözümünde ise asla herhangi bir cerrahi girişim düşünülmüyor.
Obezite cerrahisiyle “bilimsel” olarak çalıştığı bilinen tecrübeli bazı merkezlerin dışında maalesef bu kurallara uyulmuyor.
Beden kitle indeksi azıcık yükselmiş kişilere bile cerrahi girişim yapılabiliyor.
Oysa obezite cerrahisi “sağlam bir dokunun çıkarılması” sürecini içine alan çok ciddi bir girişim.
Özeti şudur:
“Mide küçültme”
diye başlayan obezite cerrahisi propagandası çoğu ülkede olduğu gibi bizde de maalesef içinden çıkılmaz bir kaosa, bir suiistimal aracına dönüşmek üzere.
Yapılması gerekense çok açık: Bilimsel kurallara harfiyen riayet edilecek!
Yoksa daha pek çok insan gereksiz yere kaybedilecek ya da gereksiz yere ameliyat olacak.

Belleğinizi seviyorsanız

◊ Yürüyün. Düzenli yürümek beyin sinir hücrelerini (nöronları) besliyor.
◊ Stresten uzak durun. Stres en etkili nörotoksik ajan! Belleğin en güçlü düşmanı.
◊ Farklı aerobik egzersizler yapın. Masa tenisi, basketbol, tenis gibi hızlı ve ani karar vermeyi gerektiren egzersizler yapın.
◊ Yeni şeyler öğrenin. En etkili bellek egzersizi yeni bir öğrenme süreci üzerinde yoğunlaşmak. 50’sinden sonra en etkili bellek desteği olarak da “yeni bir dil öğrenmek” çabası gösteriliyor.
◊ Onu uyarın ama telaşlandırmayan. Endişelendirmeyen ve yormayan aktiviteler de etkili birer bellek desteği olabiliyor.
◊ Öğrenmeye devam edin! Öğrenmenin yaşı yoktur. Yani en çok bellek için faydalı.
◊ Antosiyaninden zengin besinleri yani MORLARI tercih edin. Mor lahana, mor turp, mor ya da siyah erik, yaban mersini, karadut en çok tavsiye edilen meyve ve sebzeler.
◊ Omega-3 zengini besinlere yüklenin.
◊ B12 eksikliğine karşı uyanık olun.

Hangi koenzim desteği daha etkili?

Koenzim Q10 takviyeleri kolesterol haplarının yan etkilerini (yorgunluk, kas erimesi) azalttıkları, kronik iltihapları ve kansere giden gelişmeleri engelledikleri, antioksidan ve enerji verici özellikleri nedeniyle çok fazla rağbet görüyor.
Ne var ki pek çok besin desteği gibi bunların da çoğu işe yaramıyor. Peki işe yarayanları hangisi? Uzmanlar UBIQUINOL formülü içeren koenzim desteklerinin en uygun çözüm olduklarını söylüyor. Fikrim de bu yönde.

Sabah yorgunluğunun 7 mühim nedeni

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hastalıkta ve sağlıkta egsozom mucizesi 20 Mayıs 2024 | 36 Okunma Hücremizdeki hazine egsozomlar 18 Mayıs 2024 | 129 Okunma Egzersiz neden çok gündemde 16 Mayıs 2024 | 665 Okunma Bizi daha iyi bir hayat bekliyor 13 Mayıs 2024 | 513 Okunma Ömrünüz nasıl olsun uzun mu, sağlıklı mı 11 Mayıs 2024 | 449 Okunma