Kan insülin düzeyinizin yüksek bulunması, yetişkin tip şeker
hastalığının, kalp ve damar hastalığı riskinde artışın, daha açık
bir ifade ile görme, kalp, böbrek ve beyin sorunlarının
habercisidir. Dolaşımdaki açlık insülin düzeyiniz beklenen
değerlerin üzerindeyse, özellikle 8’i, 10’u geçmişse, siz
gerekenden daha hızlı yaşlanıyorsunuz demektir.
Kan şekeri (kan glikozu) düzeyinin uzun dönemde ve doğruya yakın,
güvenilir kriteri, glikozile hemoglıbin (HbA1C) düzeyini ölçmek ve
izlemektir. Makul olanı yüzde 5-7 ve altıdır. Yüzde 6 mg’dan yüksek
HbA1C seviyeleri erken ve hızlı yaşlanmanın işaretçisidir.
Trigliserid / HDL-kolesterol oranı yüksekliği de özel bir dikkat
gerektirir. Bu oranın yüksekliği, kalp-damar hastalığına yakalanma
riskini sigaradan da, yüksek total kolesterol seviyelerinden de
daha fazla etkilemektedir.
Yaşlanmayı önlemek istiyorsanız oranı düşük tutmalısınız. Daha az
trigliserid düzeyleri (150’nin altı) ve daha yüksek HDL-kolesterol
değerleri (55’in üstü) yaşlılığı geciktirmenin önemli bir
anahtarıdır.
Bu oranın yüksek seyretmesi, aslında LDL-kolesterolün ve insülinin
artışına işaret etmektedir. Bu oran mutlaka 2’nin altında, mümkünse
de 1’in altında tutulmalıdır. Oran 4’ün üzerinde ise normalden daha
hızlı yaşlanıyorsunuz ve kısa bir süre sonra damarsal sorunlarla
karşı karşıya kalacaksınız demektir.
Unutkanlık, kalp-damar hastalıkları, impotans, görme ve işitme
sorunları, böbrek sorunları sizi bekliyor olabilir.
Kan şekeri yüksekliği, HDL-kolesterolün düşük, VDL-kolesterolün
yüksek seyretmesi, ürik asit seviyelerinde kalıcı yükseklikler,
homosistein seviyesinin yüzde 16 mg’dan yüksek oluşu, DHEA
düşüklüğü, ferritin, fibrinojen ve CRP düzeylerinizin yüksek, TSH
düzeylerinizin yüksek seyretmesi, PSA seviyelerinde dikkati çeken
bir artış eğilimi, bozuk bir sağlığa ve hızlı yaşlanmaya ilişkin
önemli birer işaret olabilir.
KÖTÜ YAŞLANMANIN 6 MÜHİM SEBEBİ
1- Hareketsizlik: Kötü yaşlanmanın en etkili nedeni olduğu
kesindir.
2- Kan şekeri yüksekliği: Kan şekeri yüksekliği dokuların
şekerlenmesine (glikasyon/ glikozilasyon) ve doğal yapısının
bozulup erken tahrip olmasına yol açar.
3- Serbest radikal fazlalığı: Hücre duvarında ve hücre içi
organcıklarda hasara, hücre ve dokuların erken yaşlanmasına, çabuk
eskiyip fonksiyonlarını yeterince yapamamalarına sebep olur.
4- Yoğun stres ve bunaltı hali: Kötü stres erken yaşlandırır.
Bağışıklığı düşürür, damar yaşlanmasını hızlandırır. Kan basıncı,
kan şekeri kontrolünü güçleştirir.
5- Aşırı kalori, yağ ve protein, az sebze ve bakliyat tüketimi
(kötü beslenme): Gereğinden çok yemek, kalori değeri yüksek
besinlerle beslenmek, özellikle hayvansal yağları ve hayvansal
proteinleri fazla kullanmak erken yaşlandırır.
6- Çok fazla insülin: Özellikle kilo fazlalığı, yüksek kan basıncı,
kan kolesterol ve trigliserit yüksekliği sorunu olanlarda, aşırı
karbonhidrat (şeker) tüketenlerde kanda insülin artar. Aşırı
insülin seviyeleri ve insüline karşı direnç, hızlı yaşlanma
sebebidir.
DAMARLARINIZI ÇOK İYİ KORUYUN
Hemen hemen tüm toplumlarda ölümlerin önde gelen nedenleri olan
koroner kalp hastalıklarının da, felçlerin de başlıca sebebi
sağlıksız, erken yaşlanmış, tıkanmış ya da patlamış
damarlardır.
Muhakkak ki insanlar yaşlandıkça damarlar da yaşlanacaktır.
Eğer yaşlanmayı yavaşlatmak ya da bir süre ertelemek istiyorsanız,
yapacağınız öncelikli şey genç ve sağlıklı damarlara nasıl sahip
olacağınızı öğrenmek olmalıdır.
Unutmayın ki, damarlarınız kadar genç ya da yaşlısınız.
Damarlarınızı korumanın başlıca unsurları; yüksek kan şekerinden,
kan basıncından, ürik asit seviyesinden, kan kolesterol düzeyinden,
homosistein seviyesinden, fazla yağlı ve proteinli beslenmeden,
aşırı kilolardan, yoğun stresten, sigara ve alkol kullanımından,
hareketsizlikten sakınmaktır.
Doğru beslenme alışkanlıkları edinerek (daha az toplam yağ
kalorisi, daha az doymuş yağ, daha çok tekli doymamış yağlar ve
daha az hayvansal protein kullanımı), sigaradan kaçınarak, düzenli
ve ılımlı egzersizleri bir yaşam alışkanlığı haline getirerek, kan
şekerinizi kontrol altında tutarak, kan basıncınızı kabul
edilebilir aralıklarda sürdürerek, toplumsal ilişkilerinize önem
vererek sağlıklı bir yaşam biçimi sürdürürseniz, daha sağlıklı ve
genç damarlara sahip olursunuz. Önemli olan her konuda sağlıklı bir
denge oluşturmak ve aşırıya kaçmamaktır.
DAMARLARINIZ BEDENİNİZİN OTOYOLLARIDIR