Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Kabahat buğdayda mı unda mı?

Buğday, tanesi ve yapısı bozulmadan tüketilirse ciddi bir sağlık sorunu çıkarmaz. Ama “rüşeym” içeren bir unu bugünkü unlar gibi depolayamazsınız. Ekmek de, “kabuk ve rüşeym”...

24 Ocak 2018 | 859 okunma

Buğday, tanesi ve yapısı bozulmadan tüketilirse ciddi bir sağlık sorunu çıkarmaz. Ama “rüşeym” içeren bir unu bugünkü unlar gibi depolayamazsınız. Ekmek de, “kabuk ve rüşeym” bölümü ayrıldıktan sonra glüten zengini boş kaloriden ibaret bir besindir ne yazık ki!

Buğday, tanesi ve yapısı bozulmadan, yani endüstriyel bir “ürün” olan beyaz un haline getirilmeden ve abartılmadan tüketildiği taktirde ciddi bir sağlık sorunu -çölyak hastası ya da glüten intoleranslı biri değilseniz- çıkarmaz.
Buğdayın dışındaki posa, mineral ve vitamin zengini “kabuk” kısmı, merkezindeki E vitamini ve faydalı yağ deposu “rüşeym” yani “embriyo” bölümüne dokunmaz. Bunları sadece “nişasta”dan ibaret olan sağlıksız “endosperm” bölümünden ayırmazsanız ciddi bir sorun yaşamazsınız.
Ama “rüşeym” içeren bir unu bugünkü unlar gibi depolayamazsınız. Zira yağdan zengin yapısı nedeniyle o un süratle bozulur. Temel sorun da budur zaten.
Bugün sabah gidip fırından aldığınız ekmek, “kabuk” ve rüşeym” bölümü ayrıldıktan -yani sağlığa faydalı olabilecek vitamin, mineral ve posası uzaklaştırıldıktan- sonra geride kalan glüten zengini boş kaloriden ibaret “beyaz un” ile imal edilen sorunlu bir besindir.
Özeti şu: Tam buğday ya da tahıldan yapılmış, ekşi maya ile mayalanarak pişirilmiş bir dilim ekmek her öğünde afiyetle yenilebilir...

HDL çöp işçisi mi çöp kamyonu mu?

İyi kolesterol olarak bilinen HDL gerçekten iyi mi? Kötü kolesterol LDL’si yüksek olan birinde iyi kolesterol HDL’nin de yüksek olması bizi rahatlatmalı mı?
HDL de LDL de kolesterolün kendisi değil, kolesterol taşıyıcısı kamyonlar ya da konteynerler. Damarlarınızı İstanbul Boğazı gibi düşünün. Boğaz’dan geçen gemilerin taşıdığı LDL konteynerleri damarlarınıza zararlı, HDL konteynerleri ise faydalı sayıları yükler.
Metabolik süreçler sulu kanda yağlı kolesterolü taşıyabilmek için böyle bir “paketleme” sistemi oluşturmuş. HDL damar duvarında biriken kolesterol çöpünü toplayıp karaciğerinize yeniden taşıyan çöp kamyonları gibi çalışıyor. Bu sayede oksitlenerek damar duvarına zarar veren oradaki iltihabi süreçleri tetikleyip plak-pıhtı oluşumunu tetikleyebilen “okside LDL” parçacıklarını adeta “paketleyip” karaciğere taşıyarak temizleyen bu sistem çok önemli.
Eğer HDL’niz ve ApoA1 seviyeniz yüksekse temizlik işleri örgütünüzün güçlü olduğunu düşünebilirsiniz.

Safra kesenize sahip çıkın

Çoğumuzun bir aksesuvar, gereksiz ve faydasız bir ayrıntı olarak düşündüğü ve bu nedenle de çok yanıldığı safra kesesi aslında mühim görevleri olan bir organ.
Günlük üretimi neredeyse 1 litreyi bulan karaciğer safrasını alıp yoğunlaştırarak depolamak ve yağlı gıdalarla beslenildiğinde hazım için o safrayı bağırsağa ihtiyaç oranında pompalamak bu minik organın görevi.
Özellikle karaciğer yağlanması olanlarda ve bazen de başka sebeplerle safra taş da üretebiliyor. Böyle durumlarda da çoğu zaman gereksiz yere operasyonla alınıyor, bazen de alınmak zorunda kalınıyor.
Bu nedenle karaciğerinizi yağlandırabilen her yanlıştan uzak durmanızda fayda var.

Sağlıklı bir tatlandırıcı var mı?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekmek mi şeker mi 29 Nisan 2024 | 1.295 Okunma Yeni yaşınız kutlu olsun... Epigenetik yaş 25 Nisan 2024 | 475 Okunma Epigenetik besinlerde ilk 10 22 Nisan 2024 | 441 Okunma Beslenmede yeni bir çağ başlıyor 20 Nisan 2024 | 527 Okunma Yeni bir iyi hayat sırrı: Sinaptik plastisite 18 Nisan 2024 | 538 Okunma