SORU 1: Ağrı kesiciler bağımlılık yapar
mı?
Morfin türevi olmayan ağrı kesiciler sürekli kullanıldıklarında
bile bağımlılık yapmazlar. Ancak ilacın çok fazla kullanılması,
daha doğrusu suiistimal edilmesi yüzünden var olan ağrılara yeni
bir ağrı türü de eklenebilir. Bu durumda hastanın mutlaka bir
hekime başvurması ve ağrı kesiciler dışında bir tedavi için yardım
alması gerekir.
SORU 2: İleri yaşlardaki baş ağrılarının nedenleri
nelerdir?
İleri yaşlarda başlayan baş ağrılarında öncelikle altta yatan bir
neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Migren yaşla birlikte azalma
gösteren bir hastalıktır. İleri yaşlarda başlama olasılığı yaklaşık
yüzde 2 civarındadır, yani ihtimal son derece düşüktür. Özellikle
ileri yaşta başlayan baş ağrılarının ardında genelde iki sağlık
problemi yatar: Bu ağrılar ya damar iltihabına bağlı baş
ağrılarıdır -ki buna temporal arterit- denir ya da hipnik, yani
sadece gece uyurken ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Özellikle ileri
yaşlarda görülen ve REM uykusu sırasında ortaya çıkan hipnik
ağrılara nadiren rastlansa da böyle bir olasılık mutlaka göz önüne
alınmalıdır. Bu ağrılar öyle şiddetli olur ki, kişiyi uykusundan
uyandırır. Kısacası 50 yaş üstündeki bir hastada yeni ortaya çıkmış
baş ağrıları söz konusu ise mutlaka bir doktora danışmak
gerekir.
SORU 3: Botoks tedavisi migrende de yararlı
mı?
Son yıllarda baş ağrısı tedavisinde de kullanılmaya başlanan bu
enjeksiyonlar, sık ve kronik ağrılarda bir tedavi alternatifidir.
Ancak çok pahalı olması nedeniyle pratikte kullanılan ve öncelikli
bir tedavi yöntemi değildir.
SORU 4: Hipoglisemi baş ağrısı yapar mı?
Evet! Eğer baş ağrılarınız varsa ve bu soruna çözüm arıyorsanız,
kan şekerinizi kontrol ettirmeyi sakın unutmayın. Çünkü hipoglisemi
de baş ağrısına yol açabilir. Kandaki şeker değerinin yüksek olması
gibi az olması da ciddi bir sağlık problemidir. Kan şekerinin en az
80 olması gerekir. Bu değerin 80’in altında olması hipoglisemi
denen bir sağlık probleminiz olduğuna işaret eder. Baş ağrısının
yanında tatlı düşkünlüğü, çabuk acıkma, birdenbire ortaya çıkan
açlık atakları, yorgunluk, terleme, uyku bölünmeleri, öfke
nöbetleri, unutkanlık ve kafa karışıklığı gibi semptomlardan da
şikâyetçiyseniz aklınıza ilk gelmesi gereken sağlık sorunu
hipoglisemi olmalıdır. Önemli bir not: Hipoglisemi ciddiye alınması
gereken bir sağlık sorunudur. Kan şekerinin 80’in altına düşmesi,
hücrelerinizi enerji kaynağı olan şekerden yoksun bırakır. Bu
durumdan her organ etkilense de birincilik beyin ve sinir
sisteminindir.
AKLINIZDA
OLSUN
Başı ağrıyanlar neleri yapmalı veya yapmamalı?
Eğer sık tekrarlayan baş ağrılarından şikâyetçiyseniz, bu yapmanız
ya da yapmamanız gereken bazı şeyler var demektir. İşte size kısa
bir liste...
* Öğün atlamayın, aç kalmayın, kan şekerinin düşmesi yani
“hipoglisemi” bilinen en etkili baş ağrısı tetikçilerinden
biri.
* Alkolle ilişkinizi yeniden düzenleyin, mümkünse alkole tamamen
veda edin.
* Hangi besinlerin başınızı ağrıttığını da öğrenmeye çalışın,
örneğin baş ağrınızın nedeni çikolata tutkunuz olabilir.
* Stres meselesine bir ayar getirip daha az stresli kalabilmenin
yollarını araştırın.
* Düzenli uyku çok mühim bir ayrıntı, uykunuzdan asla taviz
vermeyin.
* Uykuda solunum durması ve horlama probleminiz var mı öğrenin,
varsa tedavi ettirin.
* Egzersizden vazgeçmeyin, özellikle yoga ve meditasyon gibi ruhsal
gevşeme egzersizlerini deneyin.
* Dinlenmeyi ve tatil yapmayı ihmal etmeyin.
* Aşırı ışık ve gürültü üreten, kirli havalı ortamlardan uzak
durun.
TERCİH
SİZİN
Boza mı, şalgam mı?
İkisi de probiyotik zengini içecekler. İkisi de sağlıklı ve doğru
tercihler. Ama yine de aralarında bazı minik farklar var. Mesela
bozayı sadece soğuk kış gecelerinde içerken, şalgamı yaz-kış hemen
her gün her öğünde tüketebilirsiniz. Şalgamla bedeninize bozadan
daha az kalori yüklersiniz. Şalgamın antioksidan gücü de bozadan
daha fazladır. Kısacası benim oyum şalgamdan yanadır.