Osman Müftüoğlu Hürriyet Gazetesi

Adrenal yorgunluğa dikkat

Öfke, endişe ve stresler uzadığında beklenenden çok daha can sıkıcı sonuçlara yol açabiliyor. Endişeli ve kuşkulu bir beynin gönderdiği olumsuz mesajlardan her hücre, doku, organımız etkileniyor ama en...

21 Temmuz 2016 | 599 okunma

Öfke, endişe ve stresler uzadığında beklenenden çok daha can sıkıcı sonuçlara yol açabiliyor. Endişeli ve kuşkulu bir beynin gönderdiği olumsuz mesajlardan her hücre, doku, organımız etkileniyor ama en yoğun mağduriyeti böbreküstü bezlerimiz (Adrenal bezler) yaşıyor.

Zor ve stresli günlerden geçiyoruz. Yaşadıklarımız bizi yalnızca üzmekle kalmadı. Ciddi bir gerginlik ve endişe de yükledi, stres sorunu ise yönetilemez bir durum haline geldi.
Tavan yaptığını bile söylemek mümkün. Haksız da sayılmayız. Hepimiz birbirimize “bu da yapılır mı? Bu kadarı da olur mu?” gibi sorular soruyoruz. Olup bitenlerden en çok da beynimiz etkileniyor. Öfke, endişe ve stresler uzadığında beklenenden çok daha can sıkıcı sonuçlara yol açabiliyor. Nedeni şu: Endişeli ve kuşkulu bir beynin gönderdiği olumsuz mesajlardan her hücre, doku, organımız etkileniyor ama en yoğun mağduriyeti böbreküstü bezlerimiz (Adrenal bezler) yaşıyor.
Bu negatif mesajların ürettiği hipofizer bazı hormonlar onları yorgun, bitkin, halsiz, mecalsiz düşürüyor.
Neticede de enerji rezervlerimiz bitip tükenme noktasına gelebiliyor. Sağlıklı yaşam uzmanları bedenin bu durumuna “tükenmişlik sendromu” ya da “adrenal yorgunluk” adını veriyor.
İsterseniz biraz daha detaya girelim. Buyurun...
‘Adrenal yorgunluk’ nasıl oluşuyor
Tıp dilinde hipotalamo pitüiter adrenal AKS (HPA) olarak bilinen yapılanmanın beyin ile böbreküstü bezlerimiz arasındaki ilişkilerinin düzenlenmesinde çok önemli rolü var.
HPA sistemi kontrolsüz, sık ve aşırı uyarılınca tansiyonlarımız ve nabızlarımız anında fırlıyor. Uyku dengemiz altüst oluyor. Bağışıklık sistemimiz güçsüz düşüyor. Daha da önemlisi ağır, yönetilmesi güç, baş edilmesi zor bir “yorgunluk” ve “tükenmişlik” hali baş gösteriyor.
Süreç daha da kontrol dışına çıkarsa kalp krizlerine, aritmi ataklarına, şeker fırlamalarına hatta kanserlere bile davetiye çıkıyor. Bir kez daha hatırlayalım: Stres her bir organ, doku ve hücremizi ama en çok da beynimizi etkiliyor.
Beyin de HPA bağlantısı yoluyla böbreküstü bezlerini aralıksız dürtükler. Uzamış, dozu kaçmış, durmaksızın tekrarlayan bu tür uyarılarsa adrenal yorgunluk olarak tanımlanan, son derece can sıkıcı bir probleme yol açar.
Bu böbreküstü bezlerinin yorgun düştüğü, işini yapamaz hale geldiği, “benden bu kadar arkadaş!” deyip adeta “iflas bayrağı”nı çektiği durumdur.
Adrenal yorgunluğun temel işaretlerini aşağıdaki kutuda bulabilirsiniz...
‘Adrenal yorgunluk’ işaretleri

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hastalıkta ve sağlıkta egsozom mucizesi 20 Mayıs 2024 | 188 Okunma Hücremizdeki hazine egsozomlar 18 Mayıs 2024 | 129 Okunma Egzersiz neden çok gündemde 16 Mayıs 2024 | 666 Okunma Bizi daha iyi bir hayat bekliyor 13 Mayıs 2024 | 514 Okunma Ömrünüz nasıl olsun uzun mu, sağlıklı mı 11 Mayıs 2024 | 449 Okunma