"Yakında Şeytan Anabilim Dalı kurarlar...”, “Şeytanla sık sık
karşılaşıyordum ama ne yapacağımı bilemiyordum.”, “Böyle muhteşem
çalışmalara karşın, ilk 500’de bir üniversitemizin olmaması
manidar!”, “Üniversite mi Kuran kursu mu...”, “Şeytan bile dini
raydan çıkarmak konusunda günümüzün dinci güruhunun eline su
dökemez. Tezin adını ‘Dincilerle mücadele edecek insan eğitimi’
olarak değiştirsek hem din, hem ülke hem de şeytan kurtulur.
Zavallı şeytan asli görevini icra edemez hale geldi.”
Bunlar da ne demeyin, “Şeytanla Mücadele” ile
ilgili bir doktora tezi üzerine sosyal medyada yapılan kinayeli
yorumlardan bazıları. Doktora tezinin tam adı şöyle: “Kuran ve
Sünnet Rehberliğinde Şeytanla Mücadele Edecek İnsanın Eğitimi”
Yapıldığı yer: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı. Tez, Din Eğitimi Bilim
Dalı. Prof. Abdullah Özbek danışmanlığında
Mustafa Çoban tarafından yazılmış. İki
vahim durum
Bakın, hiç umurumda olmasa bile, böyle bir tez hazırlanamaz
demiyorum. Bir felsefe-din felsefesi bölümünde, felsefe ile ilgisiz
bu tür konuların doktora tezlerine konu edilmesini şüphesiz ki çok
yazık bulurum. Bu “bilim” yerlerinde sıradanlığın da ötesinde
konularla uğraşılması, ülkemizde din felsefesinde bile neden sıfır
çekildiğini ve evrensel bir “yorumcu” yetişmediğini izah ediyor
bana.
Daha vahimi ise şu: Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün
şeytanlarla uğraştığını ve aslında “sosyal bilimler” olmaktan
uzaklaştığını ve din eğitimi meselelerini, aslında nesnel,
toplumların gelişmelerine, toplumları anlamaya, dünyaya ilişkin
sorunları “bilim dalı” gibi “bilimsellik”in ana...