Bir kâbus adalet mekanizması ki sormayın!
Yargının, adalet mekanizmasının nasıl
iktidarın çeşitli siyasi güç odaklarıkanatları arasında
paylaşıldığının öykülerini dinlemek, okumak bile başlı başına bir
kâbusa dönüştü. Alican Uludağ’ın dünkü kulis
haberide ülkemizin perişanlığı üzerine tüy dikti!
İktidar odakları yargı üzerinden birbirlerinin
defterini dürmeye çalışıyor.
Düşünün, R.T. Erdoğan’ın
avukatı, FETÖ ile birlikteliği pek çok kez kanıtlanan ünlü iş mi
desem yoksa kral oteller adamı mı, Tamince’nin de
avukatı!
Bu kadarı bile her şeyi açıklamaya yeter de
artar.
Tüm bunların açığa çıkması, konuşulması,
belgelenmesi iktidarın kanatları altındaki kimseyi rahatsız
etmiyor.
Neden ve nedir yargı üzerinde bu
tasallutlar?
17 yıldır yargı
üzerinden hesaplaşma
17 yıldır yaşadığımız tüm olağanüstü olaylarda,
ki bir normal ülkede belki ancak yüzyıllar içinde hepsi değilse
bile bir kısmı yaşanabilir, başrolde hep yargı oldu.
Yargı, rakipleri, istenmeyenleri tasfiye
etmenin, defterlerini dürmenin başlıca aracı olarak hizmet
etti.
Hukuki değil, siyasi araç.
Böyle olunca yargı tepeden tırnağa
siyasallaştırıldı.
2007’den beri bu böyle.
Referandumlar, mezardan kaldırılıp oy
kullandırılanlar..
Aşama aşama FETÖ-AKP iktidar arasında hukuk
yargı savaşları..
Şike yasaları üzerinden iktidar
hesaplaşmaları..
MİT üzerinden yargıyla şiddetli
kapışmalar.
Ergenekon, Balyoz kumpasları, ordunun defterini
dürmeler..
Sonra “Orduya kumpas kuruldu”
sözleriyle, bu kez kumpası tersine çevirerek, FETÖ’cüleri derdest
etmeler..
OdaTV davaları...
Zerre suçu olmayan insanları, yalanlarla içeri
atmalar..
Yargı yoluyla insanların malına mülküne el
koymalar..
Yine yargı yoluyla FETÖ’cüleri kurtarmalar,
şirketlerini, paralarını devralmalar..
***
Ve iktidarın FETÖ kanadı yargı vb. gücünü
kaybedince bu kez orduyla darbeye kalkışmalar..
Ortalık kan revan.. Ki bu sürüyor
hâlâ!
***