Türkiye siyaset gündeminde hiç yer bulamayan ve “geleceğimiz”
başlığı altında toplayacağımız ve tartışacağımız o kadar çok konu
var ki! Şüphesiz ki Suriye’de bir çatışma yaşıyorsak, bu konu da
geleceğimizle ilgili.. Suriye’nin parçalanmasına hizmet eden 5 yıl
önceki politikaların bir sonucunu bugün kötü bir şekilde
yaşıyorsak, haydi haydi tartışacağız.
Savaşın seçmen sandığına yansıdığını, oylarda
büyük artış olduğunu sevinçle dile getiren iktidar yanlısı yazarlar
ve iktidar ölçümleri ortaya serilirken, savaştan - şehit kanı
üzerinden siyasi kazanç devşirmeyin diyen muhalefete saldırıların
ne kadar boş olduğunu tabii ki tartışacağız.
Başbakan Yıldırım’ın, Alman gazeteci Deniz
Yücel üzerine yazılıp çizilmesi için “başka mesele yok mu
yani” diye söylenmesini, elbette tartışacağız... ‘Evet
yargı bize bağlı’ itirafı
Çünkü mesele, alçak - casus diye bir yılı aşkın süredir hapishanede
tutulduktan, mahkeme serbest bırakır inşallah dedikten bir gün
sonra zindan kapılarının açılması, ülkemizin yıllardır yaşadığı
hukuk - yargı keyfiliğini ve siyasete bağımlılığını yeniden gündeme
getirdiği ve gözlere soktuğu için de tartışacağız.
Afedersiniz, Almanya gezinizi çok daha önceden kararlaştırdığınıza
göre, Deniz Yücel’i bir ay önceden serbest bıraktırabilirdiniz; bu
kadar kör kör gözüm parmağına yapmamak çin! Demek ki, durmadan
yargıyı siyasetin elinde bulundurduğunuzu belgelemeniz, bir güç
ifadesi keyfi veriyor.
Tam da bunu tartışıyoruz, ülkemizdeki adalet sisteminin iktidara
bağımlılığından şikâyet etmiyor muyuz? O zaman köşe yazarlarınız ve
TV ekranlarındaki hukukçu kılığındaki şakşakçılarınız neden “Yargı
bağımsızdır, iktidara bağlı de...