Rusya izin verdi ve Afrin’e operasyon başladı. Dikkat edin,
Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı Moskova’ya gittiler. Haritalar
üzerinde tartıştılar, Türkiye’nin hedefleri üzerinde bilgi
alışverişi sonucu Moskova izin verdi. Kim bilir belki de
Beştepe’den bir sözlü mesaj da götürdüler. Bu görüşme önemli,
içeriğini değil sonuçlarını biliyoruz. Ama Suriye’nin toprak
bütünlüğü üzerinde durulduğu kesin. Nitekim, hükümet bu konuyu
önemle vurguluyor.
Aslında Afrin Operasyonu, Suriye ve Rusya’nın da işine geliyor.
Onlara da yarıyor. İznin temelinde bu var. Çünkü ABD’nin Suriye’yi
PKK güçleriyle bölme operasyonunun batı kanadındaki parçası olan
Afrin’i ABD ve PKK/PYD’den “kurtarmak” işini TSK üstlendi. Suriye
ve Rusya için yeme de yanında yat.
Bu anlamdan bakarsanız, Türkiye’ye bir “vekâlet” üstlenmiş bile
diyebilirsiniz. Ama Türkiye’nin, içeride yıllardır kanlı savaş
verdiği, iç güvenlik tehdidi olarak ilan ettiği PKK ile 900 km
boyunca “sınırdaş” olmasına yol açacak “Afrin Bölgesi”nin Ankara
için ayrı bir önem taşıdığı açık. Operasyon, “kuşatılmışlık”
endişesi yaratmıştır. PKK’nin, içeride sürdürdüğü “iç savaş”a,
Suriye’deki egemen pozisyonundan alacağı güçle sınır boyunca hız
kazandırması, şüphesiz ki ciddi bir “güvenlik sorunu” yaratıyor.
PKK’ye hoş bakanların, yazar çizerken bu konuyu es geçmeleri
şüphesiz ki doğaldır. PKK ile bir “barış”, “anlaşma” yapılmış değil
ki?!
Es geçilen başka bir nokta, Suriye’nin “bütünlüğü”dür. ABD ve ABD
severlerin de bu bütünlüğü es geçmeleri doğaldır. ABD’nin Suriye’yi
parçalamak politikasını görmemek ya körlük veya daha doğrusu
ABD politikasının uzantısı olmaktan kaynaklanır.
Bunlara göre ABD masum bir şekilde orada duruyor, gel dersen gelir,
git dersen gider. Ehh, PKK’ye de yardımcı olması kötü müdür!?