Pahalılık ortalığı toz dumana kattı, kavuruyor. İktidar bugüne
kadar taşa toprağa yatırım politikasıyla ülkeyi uçurumun kenarından
itti. Yuvarlanıyoruz, nerede duracağımızı da bilmiyoruz. Hele şu
seçimler bir geçsin, iyice yoksullaşacağız.
Ama pirüpaklar, bu çöküşte hiçbir “günah”ları yok.
2001 krizinde olduğu gibi ülkenin dış borcunun milli hasıladaki
payı yüzde 55’lere dayandı. Son beş yılda batan esnaf sayısı 516
bin. Geçen yıl 106 bindi.
Esnafı kim batırdı?
Söyleyeyim: Marketler! Patlıcan ve kabağın fiyatını yüksek tutunca,
biberi 30 liradan satınca, esnaf iflas etti!
Yanlış mı söyledim, yoksa böyle değil miydi! Kahrolsun
marketler!
Enflasyon yüzde 20’yi aşınca ve halk yoksullaşınca, marketlerden
mal alamaz olmuş. Patlıcan, kabak ve biber turfanda bile değil,
sera malı. Her üçünü de ilkbaharda yiyorduk. Eee kışın lüksüne
fazla talep olunca fiyatı artıyor. Enerji menerji, gübresi var! Yok
hayır, sebze meyve pahalılığını marketler iktidarı çökertmek için
yaratıyor!
Ne olmalılar? Kahrolmalılar...
Böylece Cumhurbaşkanı da (tek yetkili) “belediyeler silkelemeli
marketleri” diyor.
Millete pahalılığın düşmanı lazım.. Seçimler geliyor.. İktidarın
pahalılıkla ne ilgisi olabilir ki! Patlıcanı biberi domatesi
iktidar mı satıyor!?
Enflasyon yüzde 20’nin üzerinde, ama tüm marketler enflasyon yokmuş
gibi davransın isteniyor... 1 tweet ile patladı
ekonomi
Biliyorsunuz, ekonomiyi de bir tweet ile Trump
patlatmış ve krize sürüklemişti ülkeyi! Bir tweet ile yıkılan
ekonomi! ...