Genetiğiyle oynanmış (yani değiştirilmiş) besinlere karşı, bir
tepki ve tartışma var. Mesela “kısırlaştırılmış” yani tohumundan
fide elde edilemeyen domatesler, iki üç katı ürün veriyor, daha
dayanıklı ve üstelik boyutları neredeyse sabit! Büyükada’da
Atilla Bey’in izniyle 25 metrekare bahçesinde
domates dahil sebze ekiyorum yazın. Sivribiber falan.
Domateslerimiz çeşitli yerli. Bu yıl iki fide “kısır domates”
ektim, sonucu gördüm. Ama yerliden vazgeçmem.
Genetiğiyle oynanmış ürünler tartışmalı, ama insan sağlığına ve
genetiğine zararı kesin kanıtlanmış bir durum da yok. Bu ürünler
kesinlikle doğal ürünlerin yerini almamalı ve istemeyene asla
yedirilmemeli. Yerli tohumlarımız kesinlikle korunmalı ve ekiminin
yaygınlaştırılmasının da önü kesilmemeli. Ha domates ha
bebek (mi?)
Niyetim bebek konusuna girmek. Neden genetiği değiştirilmiş
domateslerden başladım? Ha domates ve mısır, ha bebek!
Geniyle oynanmış bir bebeğin doğumunu açıklamıştı Çinli bir bilim
insanı 15 gün önce, Crispr/Cas9 adı verilen hızlı
ve kesin sonuç veren bir yöntem sayesinde (genleri kesip biçme
biyolojik makası). Aslında genetik kodlarımızla oynamamızı mümkün
kılan çeşitli yöntemler yıllardır var, yeni geliştirilen ve büyük
bir olasılıkla Nobel ile ödüllendirilecek bu yenisi çok kolay. Bu
nedenle konunun uzmanı herkes kullanabilir!
Çinli bilimci He Jiankui, bu yöntemi kullanarak,
henüz embriyon aşamasındayken ikiz kız bebeğin genleriyle
oynadıklarını, bebeklere AIDS hastalığına karşı bağışıklık
kazandırdıklarını ve ikisinin de sağlıklı doğduklarını ileri
sürmüştü.
Tabii ki büyük gürültü kopardı olay. Çin makamları araştırma
başlattı, Batı bilim dünyası hop oturup hop kalktı. Sebzelerin
genetiğiyle oynanı...