Bu köşenin kalemi yıllarca Ergenekon ve Balyoz davalarının içyüzünü deşifre etmek için yüzlerce yazı yazdı. 18 Ocak 2009 tarihli “Pentagon Demokratları!” başlıklı yazıyı torbadan çekip aldım... Bakın alınacak ne çok ders var herkes için.. Şüphesiz ki anlayana:
***
Turnusol kâğıdı gibiydi, Cumhuriyete cephe
almış bir “aydın”ın Ergenekon’a ilişkin hukuk
yorumu: Kanadoğlu değil mi ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde
367 yorumunu yaptı; evine gelinmesini, hukuka saldırı diye
nitelendiremem... Kanadoğlu bu ülkede “hukuk” nosyonunu ağır bir
şekilde yaralamış biridir.
Bu “aydın”, “temel
hak ve özgürlükler, barış, demokrasi,
çoğulculuk alanlarında çalışmalar yapan bir sivil toplum
kuruluşu” Helsinki Yurtaşlar Derneği’nin
fiili liderliğini yaptı! Taaa oralardan bugün geldiği nokta,
anayasa maddesi konusunda, kendisiyle derin bir “yorum
farklılığı” gösteren bir hukukçuya yapılanları layık
görmektir. Yani: “Demokrasilerde tek bir görüş ve yorum
olabilir: O da benimkidir!”
Ergenekon, ABD’de 1950’lerin
ünlü McCarthy cadı kazanıdır. Bu kazanı
kaynatanlar AKP, Fethullah Hoca ve onlardan
beslenen yazar ve aydın eskimişleri!
Artık kendi yandaşı hukukçuların bile,
“böylesini görmedim” diye isyan ettiği ve pek çok
kişinin sıfır delil ama bol fikirden
suçlandığı bir iddianame; insanların 7-8 aydır iddianamesiz
gözaltında tutulduğu, gözaltının bir tutukluluğa mahkûmiyete
dönüştüğü bir dava... Sanki dava, başından, hukuken çökmek üzerine
kuruldu!
Bir soytarının, ajan provokatörün, satın
alındığı ve korunduğu belli bir rezilin, televizyonlarda saatlerce
herkese çamur attırılarak konuşturulduğu bir şov!
***
Bu kepazeliğe yol açanların
“bulduuuk” diye ortalığı velveleye verdikleri
“gömülü” silahlar da, acaba ortaoyununun
hangi parçası diye şüphe etmeye başlıyor insan! Öyle
ya, yanılsama nedir, gerçek nedir, oyun nedir, tezgâh hangisidir..
bunları birbirinden ayıracak uluslararası savcı ve hâkimler
heyetine ihtiyaç var! İtalyan savcı ve hâkimler, benim
favorim!
Hukuksuzluğa, insan haklarını çiğnemeye,
gizlilik gibi yasa hükümlerinin yok sayılmasına, siyasi şova,
yandaş yazarlardan tık yok. Bazılarında “dikkatli
olunmalı” gibi utangaç laflar! Ama polisin ne kadar teknik
dürüst işkencesiz çalıştığına ilişkin de insanı utandıran (F-Tipi
örgütlenmeye) övgüler!
Şimdi soralım:
***