ABD şüphesiz ki dünya siyaset ve ekonomi arenasında istediği
zaman tek başına keyfi hareket eden, bazen BM’yi araç olarak
kullanan veya buna bile ihtiyaç duymadan kararlarını, senaryolarını
uygulamaya koyan bir “haydut devlet” niteliğinde.
Emperyalizmin şanında bu vardır.Özellikle “yara alan” bir “vahşi”
saldırganlaşır.
ABD’nin dünya tahtında tartışılmaz egemenliği artık yok. Ama dünya
üzerinde askeri gücü bir tehdit. Bu gücün yanında ABD’nin
egemenliğini ayakta tutan bir de dolar gücü var.
Dolar imparatorluğu, tüm ABD’nin ana ekonomik gücü. Trilyonlarca
doların mesela karşılığı yok ama bir imparatorluk parası olarak
hâlâ büyük bir değişim aracı gücüne sahip.
Her ülkenin depoları dolarla, Amerikan hazine bonolarıyla dolu.
Mesela sadece Çin’in elinde 1.2 trilyon dolarlık Amerikan varlığı
var. Ekim 2017’ye göre, Japonya 1 trilyon 93 milyar, İrlanda 312,
Brezilya 320, Cayman Adaları 270, İsviçre 254, İngiltere 226, TR 60
milyar kadar Amerikan varlığına sahip.
2015 rakamlarına göre (daha yenisi vardır) ülkelerde tutulan toplam
8 trilyon döviz rezervinin yüzde 63’ü dolar cinsinden. Başlı başına
büyük bir ekonomik güç.
Dolar varlığı ülkelerin de zenginlikleri durumunda! ABD bir süredir
doları değerlendiriyor. Ekonomik milliyetçilik programı ve dünyaya
açtığı ticaret savaşı sonuçlarının bir lehte göstergesi olarak da
kalkınma hızı yüzde 4 oldu! Dolar faizi yüzde 2.5’e yaklaştı. ABD
mesela çelik üretimini koruyor, ama ABD’de buna karşılık her şey
pahalanıyor, mesela bir inşaat maliyeti bir yıl önceye kıyasla
yüzde 25 kadar arttı!
Dolar imparatorluğusınırlanmalı
Çin’in bu konuda çok dikkatli gelişimi var. Bölgesel
işbirlik...