Madem başladık en nitelikli bilimsel araştırmalarda ülkemizin
durumu ne konusuna, bu kez ülkemizin 70 kadar üst düzey
araştırmalarının fikri odak
yapısına da kısaca göz atalım. Yani bu araştırmalardaki
katkımızda ana fikir, ana yazar, ana yönlendirici bilimci konumunda
mıyız, yoksa sadece makale ortaklarından biri miyiz?
Bir önbilgi: Aslında Nature Index’te Türkiye
adresli araştırmacıların yer aldığı makale sayısı 359. Bu makaleler
çokuluslu ve çok yazarlı makaleler oldukları için, ülke ve kurum
payları adil bir şekilde oranlanarak, bizim kurumların payına düşen
makale sayısı 70 kadar bulunuyor.
Bu yüksek nitelikli araştırmalarda bizim üniversitelerin katkısı,
payı, etkisi nedir?
Bu da ölçülebiliyor: Bir ölçüde, makalelerdeki güncel yazar sayısı
ile Türkiye adresli yazar sayısını oranlayarak.
Buna göre, sıralamada (salı günkü yazıma bakınız) ilk 10
üniversitemizin katkıda bulunduğu 70 makalenin de sadece yaklaşık
yüzde 12’si bize ait. Esen Ercan
Alp’in hesabına göre, oysa dünyadaki en iyi
üniversitelere bakarsak bu oran yüzde 36. Demek ki, bu eserlerin
çoğunun yurtdışı kaynaklı olduğu savında doğruluk payı var. Örneğin
Boğaziçi Üniversitesi’ne bakarsanız, toplam 109 yazarlı
makalelerdeki oranı yüzde 3. Oysa mesela Harvard Üniversitesi’ne
baktığınızda bu oran yüzde 36’yı buluyor. İlk ve son yazar
açısından
Burak Avcı, makalelerdeki ilk ve son yazarı
dikkate alarak (biri araştırmayı yazan, diğeri yöneten) başka bir
değerlendirme yaptı. Bu, makalelerdeki düşünce ağırlığımızı ve
kurumun ne kadar odak olabildiğini göstermesi açısından önemli
(Nature Index’te bu yapılmıyor, Avcı, yazım üzerine, makaleleri tek
tek inceleyerek sonuca varıyor, çok...