- AKP’den önce 10 Kasım’larda si renler
çaldığında caddelerde sokaklarda, köprüde bile, durmayan araçların
ve yayaların sayısı hatırı sayılır ölçüde fazlaydı.. Gözlerdim,
aval aval insanlar, kimisi kasıtlı olarak, yürür giderdi. AKP
iktidarı döneminin ilk yarısından sonra, bu kez iktidar
politikalarının “ideolojik” yapısından kaynaklanan
Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığının beslediği ve
yönlendirdiği bir seçmen kalabalığı, Ulusal
Duruş’u takmamaya başladı...
Bir taraftan ülkede “Atatürk
sökücülüğü”, “Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Dönemi
Sökücülüğü” (söküp atmak, bitirmek, yok saymak, silmek)
dörtnala giderken, bir Atatürk - Cumhuriyet Cephesi de inşa
ettiler.
Bu cephe her yıl çığ gibi büyüdü büyüdü büyüdü,
Anıtkabir’den Ankara’yı, tüm ülkeyi kapsayan bir sele
dönüştü.
***
Dün de ülke bu selin içinde aktı. Hepsinin,
on milyonların yüzüne tek tek bakın. Atatürk ile ilgili, ve kimisi
ondan yayılanları görecektir ki;
bir aydınlık,
bir ışık,
bir pırıltı,
bir minnet duygusu,
bir vicdan borcu,
bir güçlü dayanak,
bir gelecek ışığı,
bir büyük kahraman sevgisi,
bir gelecek için yeniden varoluş
inancı,
bir yıkılmazlık ruhu,
bir büyük yiğitlik öyküsüne sahip olmanın
mutluluğu,
bir yeni varoluş ve küllerinden yeniden
doğmanın mitolojilere taş çıkartan hakiki masalı,
bir böyle Adam’ın bu topraklardan çıkmasının
gururu...
***
Ve pek çoğunda, tüm bu ve buna benzer,
sayısız çoğaltabileceğimiz, hissettiğimiz, ama pek çoğunu tarif
edemediğimiz, evet orada ama dile getiremiyorum, dokunamıyorum,
göremiyorum ama hissedebiliyorum şeklinde tezahür eden duygu
ve düşünce,
bazen bir damla gözyaşı biçiminde yanaklardan
süzülür veya dökülür,
bazen yüzlerde görülmemiş saflıkta, samimiyette
hakiki bir sevinç olarak parlar.. on milyonlarca yüzde bunları
görüyorum.
Bizim bu insanlarımız hakiki insanlar, varlar,
çoğalarak artıyorlar.
***