Andımız konusunda alabildiğine eleştiri diyeceğim ama bunu aşan
küfürbazlık derecesine varan bir durum var. Neredeyse iktidar
Andımız’ı savunanlar hakkında dava açılıp cezalandırılmalarını
isteyecek adeta! Cumhuriyet’in en güzide bakanlarından,
Atatürk karşısında bile “fikri hür vicdanı hür”
Türkiye’nin yiğit insanı Milli Eğitim Bakanı Reşit
Galip, ırkçı olmakla bile suçlandı.
Ben ve tüm çevrem Andımızı söyleyerek büyüdük, ama bakıyorum
hiçbirimiz “Türk ırkçısı” olmadık! Anadolu’ya, Osmanlı’ya
Avrupalılar 500 yıldır Türk ülkesi, Türkiye, Türkler dedi.
Osmanlı’yı kuranlar Türktü, ama Osmanlı imparatorluk kurduğu için
giderek Türklük iddiasında bulunmadı, zaten Osmanlı adının kaynağı
bunu anlatıyordu.
Osmanlı kendisini oluşturan etnisitelere ayrışmaya ve dağılmaya
başladığında, Türkler, Türk aydınları bu kez kendi varlıklarını
yeniden keşfettiler, Türkçeye sahip çıkıp geliştirdiler. Bir vatan
telaşı sardı hepsini, bir vatan da ancak dil etrafında bir birlik
ile sağlanabilirdi, bir de tarih, coğrafya, din.
Osmanlı bittikten sonra geride nasıl bir Anadolu ve insanı
kaldığını anlamak için, Suyu Arayan Adam destanını
okumanız yeterli.
Osmanlı bitmiş, ama yerine ne kurulacaktı? Osmanlı’nın aydınları,
subayları 1850’lerden itibaren bir Türk kültürünü, diliyle
geçmişiyle oluşturmaya başlamışlardı.
Atatürk, Türkiye’yi bu temelde kurdu, zaten tek seçenek buydu. Ama
bir millet yoktu ortada. Bir Cumhuriyet kurulacak, bir ülke
yaratılacaktı. Ulus devletler çağında bir ulus oluşturulacaktı.
600 yıllık Türk adı, birleştirici unsur olabilirdi. Bu süreçten tüm
ulus devletler geçti. Fransa, hakim unsur Fransız temelinde Fransa
oldu. Almanya hakeza öyle.
Atatürk...