“Bir ülkede halk bunalmış ve ellerini semaya açmış adalet
çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sisteminde bir sorun var
demektir..” Cumhurbaşkanı bu sürpriz sözleri herhalde ziyaretten
döndüğü çeşitli Afrika ülkelerindeki durumlar için söylemedi. Yoksa
Avrupa ülkeleri, ABD’yi mi eleştiriyordu? Ülkemizi içine soktukları
adaletsizlikler çukurunun dibinden yükselen bir ses gibi geldi
bana.
Kılıçdaroğlu’nun büyük Adalet Yürüyüşü’nün
toplumda bulduğu eş yankı mı Cumhurbaşkanı’nı adalet için bu
sözleri dile getirmeye ve ilgisiz bir rol çalmaya itti?
Tıpkı İstanbul’u bir ucubeler gökdelenleri kentine dönüştürdükten
sonra, evet biz de suçluyuz, İstanbul’u batırdık demesi gibi,
ülkeyi adaletsizlikler batağına yuvarladıktan sonra şimdi de
adaleti de batırdık itirafı mı?
Mesela Cumhuriyet’ten bir yılı aşkın bir süredir içeride
onurlarıyla yatan Ahmet Şık, Murat
Sabuncu ve Akın Atalay’a
yapılan büyük haksızlık ve adaletsizliklere, mahkeme,
RTE’nin sözlerinden sonra yeter artık, tamam
diyecek mi, yoksa bakmayın Cumhurbaşkanı’nın o sözlerine, politik
bir laf etmiş, biz ise verilen siyasi görevi yerine getirmeye devam
ediyoruz mu diyecek?
Bilmiyoruz, ama üç arkadaşımızın durumunun, ülkedeki
adaletsizliklerin, hukuksuzluğun, keyfi ve siyasi yargılamanın
tam da bamteli olduğunu biliyoruz. Şüphesiz
binlerce insan, hayatları çarmıha gerilmiş bekliyor. Ve
kadınlar da...
Bugün Dünya Kadınlar Günü... Adaletsizliğin,
eşitsizliğin, şiddetin, her türlü erkek alçaklığının ve kaba
gücünün altında hayata ge...