Ömür Gedik Hürriyet Gazetesi

Tiyatro garip bir kumpanya değildir

Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin iki öğrencisi Betül Demir ve İlker Ayrık, Müjdat Gezen'in yönettiği, Kandemir Konduk'un yazdığı "Sevgi Müzikali"nde buluştu. 60'lı yıllarda yaşanan iki büyük...

27 Kasım 2016 | 108 okunma

Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin iki öğrencisi Betül Demir ve İlker Ayrık, Müjdat Gezen'in yönettiği, Kandemir Konduk'un yazdığı "Sevgi Müzikali"nde buluştu. 60'lı yıllarda yaşanan iki büyük aşk hikayesini anlatırken günümüze de göndermeler yapan müzikalin yıldızlarını bu kez sahnede değil röportajda bir araya getirdik.

◊ İkiniz de çok yoğunsunuz. Betül konserler, stüdyo çalışmaları ve müzikalle, İlker sen de televizyon, sinema, müzikal ve yapım şirketiyle meşgulsün. İşkolik diyebilir miyiz ikiniz için de?
- İlker Ayrık: Bazen eşime, aileme ayırmam gereken zamanları işime harcıyorum. Ama çalışmayı çok seviyorum, çalışkan insanlara da her zaman hayran olmuşumdur. Hatta çalışkan olmanın yetenekli olmaktan daha önemli olduğunu düşünüyorum. Yetenek, çalışkanlık olmadan hiçbir işe yaramaz.
- Betül Demir: İşime âşığım bu nedenle iş gözüyle bakmıyor, hayatımı yaşıyor gibi çalışıyorum. Sanki bu dünyaya şarkı söylemek için gelmiş gibiyim. Sevdiği işi yapan şanslı kullardanım, bu nedenle her gün şükrediyorum. 

◊ “Sevgi Müzikali”, özlenen o nostaljik mahalle hayatını anlatıyor. Sizin mahalleniz nasıldı? Var mı ilginç anılarınız?
- İlker Ayrık: Ben 90’larda çok güzel bir mahallede büyüdüm. Üç çocuklu bir ailenin en küçüğüydüm. Ve son derece mutlu bir çocukluk geçirdim. Oyunculuk eğitimi almaya o mahallede başladım diyebilirim.

◊ Ne oyunlar oynardınız? Var mı yaramazlıklar, vukuatlar?
- İlker Ayrık: Bakkal Ayşe Teyze’nin dükkanının önünde çekirdek çitlerdik. Top oynarken bakkalın camını kırmışlığımız var tabii. Arka bahçesi olan bir apartmandı bizimki. Orada ne oyunlar oynamadık ki. Bisiklet binme, saklambaç, yuva, zımba, dokuz taş, pantolon eskitmece...

◊ Mahalleliden fırça yediğiniz olur muydu?
- İlker Ayrık: Tabii. Yerine göre fırça da atarlar, öğüt de verirler, aferin de derlerdi. Benim annem de başkasının çocuğuna aynı ayarı verebilir, hakkıdır yani.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Romeo ve Juliet 30 Nisan 2024 | 57 Okunma Ege’nin iki yakasını birleştiren oyun 25 Nisan 2024 | 161 Okunma Adana’da Portakal Çiçeği açtı 23 Nisan 2024 | 61 Okunma Bodrum’da vize paniği 18 Nisan 2024 | 282 Okunma Kotum ol sarıl bana! 16 Nisan 2024 | 186 Okunma