Sokaktaki insanlara evlilik programı sunan üç isim soruyorlar,
sarışın kızımızdan başlamak üzere videodaki herkes bülbül gibi
şakıyor, sıralıyor isimleri:
Zuhal Topal, Seda Sayan, Esra Erol.
Muhtemelen o video ilk sahnedeki göğüs dekolteli sarışın kız
yüzünden dikkat çekti. Sonra hızla yayıldı, herkes izledi.
Rezaletin farkına varıldı.
Alkışlar, alkışlar...
İkinci soru üç dünya klasiği. Dut yemiş bülbüllerle karşılaşıyoruz
işte o an.
Kitap mı?
Okumak mı?
Dünya klasiği mi?
O da ne!
Ne gereksiz!
Sosyal medyanın, televizyonun esiri olmuş toplumdan ne bekliyoruz
ki zaten?
Viraldir o video, mizansendir, inanmayın diyenlere de şunu söylemek
istiyorum:
Çıkın sokağa, önünüze gelen ilk üç kişiye aynı soruları sorun.
Farklı cevaplar alacağınızı hiç ama hiç sanmıyorum.
Pazar çantalarınız duruyor mu?
Marketlerde poşetlerin 1 Ocak 2018’den itibaren parayla
satılacak olmasına sinir olanlar, eleştirenler, söylenenler oldu.
Bense tam tersini düşünüyorum.
Çevreye değer verdiğini söyleyen, düşünen herkes, bu geç kalınmış
kararı (Avrupa’da marketler yıllardır poşetlere para alıyor)
alkışlamalı.
Marketlerdeki bedava poşet canavarlarını hep açık büfe otellerde
tabaklarını yiyemeyecekleri kadar çok şeyle, hunharca dolduranlara
benzetmişimdir.
İsrafçı insanlar!
Şimdi bu insanlar parayla satıldığı için az poşet alacaklar ya da
eskiye dönecekler.
Eski derken şunu kastediyorum.
Ben küçükken annemin pazar çantası vardı. Markete, pazara onunla
gider, içini doldurur, eve öyle gelirdik.
Hiç öyle poşet israfı yapmazdık.
Şimdi pek çok kişi eskiden bedava olan naylon poşetlere para vermek
istemeyeceğinden, pazar çantası devri geri gelecek.
Hem naylon poşet kirliliğine son verip çevre dostu olacağız hem de
nostalji yapacağız.
Daha ne olsun.
Ben çok sevindim bu karara.
Yeni yılı iple çekiyorum.
Vatan Şaşmaz’a özel bölüm