Almanya'nın Güney Kore'ye yenilip gruptan elenmesinden sonraki
ikinci büyük sürpriz dün Moskova'da yaşandı. Rakibinden kalite,
sistem ve deneyim olarak çok fazla üstün olan İspanya, dünkü kötü
oyunu, daha da önemlisi ilk yarıdaki büyük taktik yanlışı yüzünden
büyük hüsranla karşılaştı. Maçın genel gidişatı önceden herkes
tarafından biliniyordu. İspanya alışılmış pas trafiğiyle oyunu
domine edecek, Rusya'da takım halinde alan daraltıp bekleyecek ve
skor dezavantajına düşmemeye çalışacaktı. Ama İspanya erken skor
avantajını bir duran topta yakaladı. Bu golden sonra devre sonuna
kadar, katı savunmayı terk eden Rusya karşısında sürekli rölanti
pasları tercih edip tek etkili ofansif girişim dahi yapamadılar.
Sonra da bir duran topta Rusya penaltı kazanıp, hem skora denge
getirdi hem de moral depoladı.
İkinci yarıda İspanya 60. dakikadan sonra kontrolü tamamen ele
aldı. 75. dakikadan itibaren de uzatma bölümünün sonuna kadar oyunu
tek kaleye döndürdü. Uzatmalarla beraber toplam son 45 dakikada
Rusya, futbolun ilkelerine ters giden bir mücadeleyle büyük bir
zafere ulaştı. Tamamen oyuna hakim olan istediği gibi pas yapan bir
takıma karşı, bu kadar sürede bir takım eğer hücuma çıkamıyorsa, üç
dört pas yapıp oyunu dinlendiremiyorsa nasıl gol yemez. İşte bu
seyircisiyle birleşen Rusya'nın yüreğiyle ve oyun disipliniyle
başardığı bir olay.
Penaltılardan önce yanımdaki oğluma şöyle bir tahminde bulundum,
"De Gea dünyanın en iyi kalecilerinden biri ama penaltılarda çok
erken köşeye yatıyor. Eğer Rusya bunu değerlendirirse kazanabilir."
Ve de aynen öyle oldu.