Bayern Münih maçından sonra her şeyiyle Süper Lig'e odaklanan
Beşiktaş, maça tempolu ve hırslı başladı. Devre sonuna kadar oyunu
sürekli karşı alana yıktılar. Üçüncü bölgeye de pas yaparak, oyunu
genişleterek olumlu biçimde geliyorlardı ama Gençlerbirliği
bildiğimiz gibi hem fizik açıdan güçlü bir takım hem de takım
savunmasını çok başarılı yapıyorlar. Bu yüzden Beşiktaş'ın
bulabildiği pozisyonların kıymetini bilmesi ve de ani rakip
kontrataklarda dikkatli olması gerekiyordu. İlk devre üretkenlik
sıkıntısı çekildi. Ele geçen bazı pozisyonlarda son vuruş becerisi
yetersiz kaldı. Tabii ki bilhassa Vodafone Park'taki maçlarda
Quaresma'nın eksikliğinin hissedilmemesi mümkün değildi. Ayrıca üç
kere kaleye gelen Gençlerbirliği biri frikik olmak üzere de iki
ciddi tehlike yakaladı. İşin şakaya gelir tarafı olmadığı ilk
yarıda anlaşıldığından Beşiktaş ikinci yarıya vitesi yükselterek
başladı. Bunun sonucunda da önce çok net bir fırsatı kullanamadı,
ardından da Tolgay'ın mükemmel asistiyle Talisca skor avantajını
sağladı. Tabii bu tip tehlikeli rakipler karşısında skoru garantiye
almak çok önemliydi. Mecburen savunma tedbirlerini azaltan
Gençlerbirliği karşısında ikinci gol fırsatı değerlendirilemeyince
son bölümde önemli sıkıntılar yaşanabilirdi ama bu maça olan
motivasyon, özen ve gösterilen oyun disipliniyle Beşiktaş,
kalesinde ciddi fırsat vermeden 90 dakikayı 3 puanla bitirdi. Bunda
Medel ve Tosic ikilisinin konsantrasyonu da etkiliydi.
Beşiktaş'ın dün iki tane büyük sıkıntısı vardı. Birincisi hücum
girişimlerinin odak noktası olan Quaresma'nın olmayışı... Yerine
oynayan Lens'in de yeterli olamayışı ve de Babel'in bu sezonki bana
göre en olumsuz performansını sergilemesi. Demek ki bu hafta
kendisine bakmamış. Bu yüzden iki tane kanat silahı olmayan
Beşiktaş bu yüzden hücum zenginliği sağlayamadı. Bana göre dün
gecenin en başarılı iki ismi Tolgay ile Atiba'ydı. Tolgay gerçekten
oyunun iki yönünü oynayabilen bir orta saha ve de takımı iyi
yönlendiriyor. Golün asist...