İLK yarıda oyunu istediği gibi tutan ve rakibine hücumda
devamlılık ile üretkenlik şansı vermeyen F.Bahçe, ikinci yarıda
Benfica'nın çok yüksek temposuna ve etkili takım presine cevap
veremeyerek maçı tek farkla kaybetti. Fenerbahçe'nin ilk yarıda
geride hücum prese takılmamak için çok garantili bir pas durumu
yoksa uzun top oynaması akılcılıktı.
Top rakipteyken de takım halinde topun arkasına geçip iyi
yerleşimli bir alan savunması uygulandı. Fırsat buldukça da atak
girişimleri yapıldı. Kısacası bu yarıda zor bir deplasman için
işler iyi gitmişti. Ama ikinci yarıda Benfica çok yoğun bir baskı
kurdu, Fenerbahçe'yi hiç çıkartmadı ve önde baskıyla savunmayı hep
sıkıntıya düşürdü. Bu kadar mahkum oyuna rağmen rakibin çok
tehlikeli hücum girişimlerine karşılık pozisyon zenginliği
yoktu.
Sonuçta tek gol yendi. Başarılı bir maç çıkaran Volkan Demirel, bu
golde topu tam göremediği için şanssızdı. Cocu'nun Mehmet Ekici'yi
oyuna aldığında çıkması gereken Valbuena değil, hiçbir şey yapmayan
Giuliano'ydu. F.Bahçe'nin aslında tek kale oynanan bu yarıyı bir
gol yiyerek bitirmesinin nedeni; defans bloğunun ve hiç oyundan
düşmeyen Mehmet Topal'la Elif Elmas'ın yürekli oyunlarının yanı
sıra Benfica'nın çok etkili olan sol kulvarında büyük mücadele
vererek Isla'ya devamlı yardım eden Dirar'dı.
Fenerbahçe için en çok eleştirilecek konu bu tip bir maçta
santrforunun olmayışıydı. Olsaydı ilk yarıda pozisyon çıkabilirdi
ve de ikinci yarıda bu kadar yoğun baskı altına girilmezdi. Zaten
ben Fernandao'nun bırakılmasına çok şaşırmıştım. Tabii ki bu skorun
telafisi olabilir ama rövanş çok zor. Çünkü açıldığın anda geçiş
oyununu çok iyi uygulayan Benfica her an gole gidebilecek bir
takım. Cocu'nun planlarını buna göre yapması lazım ve de taraftara
büyük iş düşecek.