Fatih Terim'in dün gece sahaya sürdüğü ilk 11 çok riskliydi. Üç
orta saha oyuncusu birbirlerini hiç tanımıyordu. Ayrıca ileri uç da
birlikte az oynamışlardan kuruluydu. Günümüz futbolunda en kritik
görev yerlerinden biri olan defansın ortasında da ilk defa genç
Ozan vardı. Buna karşılık rakip de kadro yapısına göre basit oyun
modelini oturtmuş ve dörtte dört yapmış Kasımpaşa idi.
Galatasaray'ın böyle bir tabloda oyunu sürekli domine etmesi ve
üretkenlik sağlaması mümkün değildi. Maça hırslı ve iştahlı
başladılar. Ama rakibin oturmuş iyi yerleşimli alan savunması
karşısında Galatasaray, organizasyon sıkıntısından pozisyon
bulamadı. 30. dakikaya kadarki atak futbolda en önemli artı ilerde
kaptırılan toplarda çabuk dönerek alan daraltıp, etkili sprinter
Trezeguet'ye de yardımlaşmalı tedbir getirerek Kasımpaşa'ya
pozisyon vermemeleriydi.
Kasımpaşa, rakibinin kadrosundaki uyumsuzluk dolayısıyla kontratak
futbolunu bırakıp oyunu domine etmeye başladı. Bu aslında
Galatasaray için önemli bir avantajdı. İkinci yarıda Serdar Aziz'in
kendi kalesine giden ters vuruşunda Muslera müthiş bir kurtarış
yaptı. Bunun hemen ardından da Galatasaray duran toptan skor
avantajını yakaladı. Oyun disiplinini kaybeden rakibi karşısında
hemen ikinci golü bulup, ondan sonra da farklı bir skorla maçı
galip bitirdiler. Galatasaray, dün gece çok önemli kazançlar elde
etti. Önce, riskli kadroyla üç puanı aldı. Ardından stoperde
sıkıntı yaşanırken genç Ozan'ı kazandı. Ayrıca savunma güvencesini
aksatmayan taktik anlayışla da salı gecesinin provasını yapmış
oldu. Bir de fizikkondisyon olarak "Avrupa arenasına hazırım"
mesajını verdi. Kasımpaşa dün ilk gole kadar oyunun kontrolünü
elinde tutuyordu. Ama bana göre taktik olarak tuzağa düştüler.
Oyunu domine etmeleri Galatasaray'a avantaj getirdi ve farklı
mağlup oldular. Başarılı santrforları Diagne dün gece pasif bir
görüntü sergilerken, Eduok da maçın en kötüsüydü.