Dün gece Fenerbahçe'nin kopuk kopuk oynadığı, hücumda bir net
pozisyon dışında kısır kaldığı takım savunmasında da güven
vermediği ilk yarı izledik. Bu yarıda eleştirilmesi gereken bir
konu var: Başakşehir ile deplasmanda oynuyorsun, skorda denge var,
daha ilk yarının 32. dakikası ve kaleci vuruşunda tek bir oyuncuya
50 metre genişlikte kontratak imkanı veriyorsun, sonrasında gol
yiyorsun. İkinci yarıda riskler daha da arttı ve Başakşehir'in alan
savunmasına karşı üretkenlik sağlanamazken karşı ataklarda da çok
ciddi tehlikeler yaşandı. Visca'nın bir şutu direkten döndü. Çok
net bir pozisyonda da Altay'ı aşamadı. Kalesinde tehlike yaşamayan
ve ikinci gole yakın olan taraf Başakşehir oldu. Ama Tolga'nın çok
güzel bir uzun pasına Vedat iyi zamanlamalı bir golcü vuruşuyla
F.Bahçe'ye beraberliği getirdi. Bu morale rağmen yine Fenerbahçe
tehlikeler yaşamaya devam etti. Ama her zaman söylediğim gibi
futbol ilginç bir oyun, cazibesi de burada. Uzatma bölümünde bence
en organize yapılan atakta Dirar, arka direkte çok güzel golle üç
puanı getirdi.
Gelelim bu maçtan çıkan gözlemlerime. Her zaman vurguluyorum,
neticeye göre değil rakiplere göre analiz yapacaksın. Geçen hafta
F.Bahçe'nin karşısında rakip yoktu ve farklı galibiyetle alışılmış
şekilde medyada abartıldı.
Netice önemli değil ama gerçek yeri sol ön olan, fizik açıdan hazır
olmayan Arda ile 36 yaşındaki Mossoro'nun birlikte oynadığı orta
saha kurgusunda rakip sana üstünlük sağlıyorsa, demek ki takımında
daha çok üstünde durulması gereken durumlar var. Kruse de Werder
Bremen'de alıştığı kollektif yapıyı Fenerbahçe'de bulamadığı için
beklenen katkıyı sağlayamıyor. Bence F.Bahçe'nin en önemli
transferi Vedat Muriqi.